2022’de Ek Bütçe Yapan Kurumlar Dikkat: SGK’na Ödenecek Ek Karşılık Tutarlarının da Güncellenmesi Gerekiyor
Bu yazımızda mali yıl içerisinde Sosyal Güvenlik Devlet Primi Ödeme Tutarlarına (5434 -5510) bütçelerinin yetersizliği neticesinde gerek yedek ödenek gerekse ek ödenek (ek bütçe) ile aktarım yapan kurumların dikkat etmesi gereken hususları ve çözüm önerilerini değerlendireceğiz.
5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanununun, Prim oranları ve Devlet katkısı başlıklı 81 inci maddesinin (h) fıkrasında:
h) (Ek bend: 17.04.2008 – 5754 S.K/Madde 48)4üncü maddenin birinci fıkrasının (c) bendi kapsamındaki sigortalılara bağlanan veya bağlanacak vazife malullüğü aylıkları ile bunların hak sahiplerine bağlanacak ölüm aylıklarının karşılığı olmak üzere, bu kapsamdaki sigortalılar için kamu idarelerinin bütçelerinden ayrılan sosyal güvenlik kurumlarına devlet primi ödeneklerinin %20’si oranında ek karşılık primi alınır. Ayrılan ek karşılık priminin tamamı kurum bütçelerinin yetkili makamlarca onaylanarak yürürlüğe girdiği tarihi takip eden ay başlarından itibaren altı ay içinde ve aylık eşit taksitlerle ödenir. Genel bütçe kapsamındaki idarelerin ek karşılık primleri Maliye Bakanlığı bütçesine konulacak ödenekten karşılanır.”
hükmü yer almaktadır.
SGK’nun konuya ilişkin duyurusunda ise; ”Ayrıca yıl içinde devlet memurları için ayrılan bütçe kalemine yapılan aktarmalar mevcut ise; aktarma tarihinden itibaren Mosip bilgi sistemi üzerinde ek olarak girilmesi ve aktarım ile ilgili Kurumumuza ek yapılan tahakkuka istinaden ilgili kurumların encümen kararının veya bütçe aktarım fişinin gönderilmesi gerekmektedir.”
Denilmektedir.
Bu bildirimin MOSİP sisteminden önce kağıt ortamında EK KARŞILIK PRİM TAHAKKUK CETVELİ ile yapılmakta ve bildirimin açıklamalar kısmında;
4 üncü maddenin (c) bendi kapsamında çalışanlar için ayrılan Sosyal Güvenlik Kurumuna Devlet primi ödeneği ilgili sütunda gösterilecek, diğer sütuna ise bu ödeneğin % 20’si yazılacaktır. Genel Sağlık Sigortası Primi hesaplamaya dahil edilmeyecektir. Ayrılan ödeneğin kullanılıp kullanılmaması önemli olmayıp bu iş için ayrılan ödeneğin tamamı üzerinden ek karşılık priminin ödenmesi gerektiği belirtilmiştir.
Bu kapsamda bulunan Kamu İdareleri tarafından mosip sistemi üzerinden 5510 Sayılı Kanun’un 4 üncü maddesinin birinci fıkrasının c bendi kapsamındaki sigortalılar için malüllük, yaşlılık ve ölüm sigortası priminin %11 işveren hissesi ile %7,5 genel sağlık sigortası primi olmak üzere toplam %18,5 ve 5510 sayılı Kanunun yürürlük tarihinden önce göreve başlayan 4’üncü maddesinin birinci fıkrasının (c) bendi kapsamında sigortalı sayılan kişiler için ödenen %20 kurum karşılığı tutarına ilişkin ayrılan sosyal güvenlik kurumlarına devlet primi ödenekleri toplamı sisteme işlenmekte buna bağlı olarak sistem tarafından toplam tutarın % 20 oranındaki tutar 6 eşit taksite ayrılmaktadır. İşveren bu ödemeyi tek seferde ödeyebileceği gibi belirlenen taksit tarihlerinde de ödeyebilir.
Fakat yıl içinde çeşitli sebeplerle gerek yedek ödeneklerden aktarılarak, gerekse (M.İ.B.M.Y. 37. md. göre) ek ödenek verilerek devlet memurları için ayrılan bütçe kalemlerinde artışa gidilebilmektedir.
Peki bu işlemin içerisinde gerek 5434 gerekse 5510 sayılı Kanunu tabi memurların Sosyal Güvenlik Devlet Primi Ödeme Tutarlarında bir artış yapılması durumunda ne yapılmalıdır?
Öncelikle bu tutarların tespiti ve doğruluğunun kontrolü bu kontroller esnasında bildirilen tutarların eksikliği Sosyal Güvenlik Kurumu tarafından nasıl yapılmakta, tespit edilen eksik tutarlar ile işverenlere hangi müeyyideler uygulanmaktadır, bunu inceleyelim.
Bilindiği üzere işverenler tarafından 5510 sayılı Kanunun 4 üncü maddesinin birinci fıkrasının (c) bendi kapsamındaki sigortalılar için gönderilen aylık prim ve hizmet bildirgeleri ilgili yıl içerisinde sosyal güvenlik kurumuna bildirilmekte olup kurum tarafından, bildirgelerden elde edilen ek karşılık matrahına esas tutarlar toplamına istinaden, hesap edilen ek karşılık matrahı gerek aylık gerekse bir sonraki yılın başından itibaren yıllık net olarak tespit edilebilmektedir.
Bu bağlamda gerek yedek ödenek gerekse ek ödenek (Ek bütçe) ile artırılan bütçelerin içerisinde memurlara ait Sosyal Güvenlik Devlet Primi Ödeme tutarlarının artırılması durumunda artırılan tutar kadar mosip üzerinden ek tahakkuk bildirimi yapılmalıdır. Bu işlemin yapılmaması ve bu durumun da kurum tarafından tespit edilmesi halinde ilgili kurumlara yazı ile bildirim yapılarak ek tahakkuk yapılmaması durumunda kurum tarafından resen işlem yapılacağı ifade edilmektedir.
Ayrıca mevzuat değişiklikleriyle birlikte kamu kurumlarında görevli personel zaten sürekli artan bir iş yüküyle karşı karşıya kalmaktadır. Buna bağlı olarak idari para cezaları veya farklı müeyyideler hem kurum hem de personel açısından olumsuz sonuçlar doğurmaktadır.
Gelişen çağımızda kurumlar birçok şeyi oturdukları yerden bir tuşla halledebilir hale gelmiştir.
Kurumların bu ödeneği % 100 doğru olarak bütçelerine koyamayacakları göz önüne alındığında, uygulama ile ilgili olarak, gerek kamu kurumlarının gerekse Sosyal Güvenlik Kurumu’nun iş yükünü azaltacak 2 çözüm önerimiz şu şekildedir;
1- Ek karşılık tutarının yıllık değil aylık kesenek bildirimleri içerisinde bulunan Devlet katkısı tutarları dikkate alınarak aylık ödemeler şeklinde işverenlerden tahsil edilme yoluna gidilmesi.
2- Kamu işverenlerinin bildirmekte oldukları ek karşılık tahakkukunun Sosyal Güvenlik Kurumu tarafından aylık prim ve hizmet belgelerinde bildirilen tutarlar üzerinden yılın başında değil yılın sonunda otomatik olarak oluşturulması. Bu sayede gerek ek bildirimlerin gerekse hatalı bildirimlerin önüne geçilerek hem kamu kurumlarının hem de Sosyal Güvenlik Kurumu’nun iş yükünün azalacağı açıktır.
Bu anlamda; umarım ilgililer önerilerimizi değerlendirir, düzenleme yapma yoluna giderler.
Mehmet YURDCU
Yazarın Tüm Yazıları İçin Tıklayın…
⇒ iscimemur.net’i twitter da takip etmek ister misiniz? Tıklayın