Belediye Meclis Üyelerine Ödenen Huzur Haklarında Vergi İstisnası Uygulanacak Mı?

Huzur Hakkı nedir? 7349 sayılı kanun kapsamında huzur hakkı ödemeleri vergi istisnasına tabi midir? Belediye meclis üyelerine ödenen huzur haklarında vergi istisnası uygulanacak mı?

Belediye Meclis Üyelerine Ödenen Huzur Haklarında Vergi İstisnası Uygulanacak Mı?
Yayınlama: 15.02.2022
A+
A-

Huzur Hakkı nedir? 7349 sayılı kanun kapsamında huzur hakkı ödemeleri vergi istisnasına tabi midir? Belediye meclis üyelerine ödenen huzur haklarında vergi istisnası uygulanacak mı?

25 Aralık 2021 tarihli Resmi Gazetede yayınlanarak yürürlüğe giren 7349 sayılı Kanun ile birlikte vergi istisnası uygulaması hayatımıza girmiştir. 7349 sayılı Kanun’un uygulanmasına ilişkin usul ve esaslara yönelik çıkartılan 319 seri no.lu Gelir Vergisi Genel Tebliği ise 27 Ocak 2022 tarihli Resmi Gazetede yayınlanarak yürürlüğe girmiştir.

Çalışanların ücretleri üzerinde uygulanmaya başlanan vergi istisnası ile birlikte gerek uygulayıcılar gerekse de çalışanlar tarafından bazı hususlarda sorular sorulmaktadır. Bu sorulardan bir tanesi de belediye meclis üyelerine ödenen huzur haklarına ilişkin olarak karşımıza çıkıyor. Belediye meclis üyelerine ödenen huzur haklarında vergi istisnası uygulanacak mı?

Bu yazımızda Belediye meclis üyelerine ödenen huzur haklarında vergi istisnası uygulanacak mı sorusunu ele alıp kendi değerlendirmemizi yapacağız.

193 sayılı Gelir Vergisi Kanunu’nun 61. Maddesinde ücret şu şekilde tanımlanmıştır.

Ücretin tarifi:

Madde 61 –

Ücret, işverene tabi belirli bir işyerine bağlı olarak çalışanlara hizmet karşılığı verilen para ve ayınlar ile sağlanan ve para ile temsil edilebilen menfaatlerdir.

Ücretin ödenek, tazminat, kasa tazminatı (Mali sorumluluk tazminatı), tahsisat, zam, avans, aidat, huzur hakkı, prim, ikramiye, gider karşılığı veya başka adlar altında ödenmiş olması veya bir ortaklık münasebeti niteliğinde olmamak şartı ile kazancın belli bir yüzdesi şeklinde tayin edilmiş bulunması onun mahiyetini değiştirmez.

Bu kanunun uygulanmasında, aşağıda yazılı ödemeler de ücret sayılır.

1) 23 üncü maddenin 11 numaralı bendine göre istisna dışında kalan emeklilik, maluliyet, dul ve yetim aylıkları;

2) Evvelce yapılmış veya gelecekte yapılacak hizmetler karşılığında verilen para ve ayınlarla sağlanan diğer menfaatler;

3) Türkiye Büyük Millet Meclisi, İl genel meclisi ve belediye meclisi üyeleri ile özel kanunlarına veya idari kararlara göre kurulan daimi veya geçici bütün komisyonların üyelerine ve yukarıda sayılanlara benzeyen diğer kimselere bu sıfatları dolayısiyle ödenen veya sağlanan para, ayın ve menfaatler;

4) Yönetim ve denetim kurulları başkanı ve üyeleriyle tasfiye memurlarına bu sıfatları dolayısiyle ödenen veya sağlanan para, ayın ve menfaatler;

5) (Değişik: 4/12/1985-3239/53 md.) Bilirkişilere, resmi arabuluculara, eksperlere, spor hakemlerine ve her türlü yarışma jürisi üyelerine ödenen veya sağlanan para, ayın ve menfaatler;

6) Sporculara transfer ücreti veya sair adlarla yapılan ödemeler ve sağlanan menfaatler.

7) (Ek: 21/3/2018-7103/7 md.)  Hizmet sözleşmesi sona erdikten sonra; karşılıklı sonlandırma sözleşmesi veya ikale sözleşmesi kapsamında ödenen tazminatlar, iş kaybı tazminatları, iş sonu tazminatları, iş güvencesi tazminatları gibi çeşitli adlar altında yapılan ödemeler ve yardımlar.

Belediye Meclis Üyelerine Ödenen Huzur Haklarında Vergi İstisnası Uygulanacak Mı?

193 sayılı kanunun 61. maddesinden de anlaşılacağı üzere ücret tanımlanırken “Huzur Hakkı” ücret olarak sayılmış ve maddenin üçüncü fıkrasında da belediye meclis üyelerine ödenen paraların ücret olarak değerlendirileceği özellikle vurgulanmıştır.

Belediye Meclis Üyelerine ödenen Huzur Hakları ücret olduğuna göre ücretler üzerinde uygulanacak olan vergi istisnasının Huzur Haklarında da uygulanması mümkün müdür?

Bu soruya ilişkin 319 no.lu Gelir Vergisi Genel Tebliğinde herhangi bir düzenleme yer almamaktadır. Fakat yukarıda da ifade edildiği üzere 193 sayılı Gelir Vergisi Kanunu’na göre Huzur Hakları da ücret sayıldığından ilgili kişilere yapılacak bu ödemelerde de vergi istisnasının uygulanması gerektiği kanaatindeyiz. Gelir İdaresi Başkanlığı ile yaptığımız görüşmede adı geçen kurumun yetkilileri de aynı doğrultuda görüş bildirmişlerdir.

Fakat Huzur Haklarında istisna uygulanabilmesi için pek çok farklı hususun bir arada değerlendirilmesi gerekir. Örneğin Huzur Hakkı ödenecek kişi eğer Belediye Başkan Yardımcısı, Başkan Danışmanı veya Başkan Vekili gibi görevleri de icra ediyorsa söz konusu görevlerden alınan ücretlerinde vergi istisnası uygulanacağından Huzur Hakkı ödemesinde istisnanın uygulanmaması gerekir. Yine eğer Huzur Hakkı ödemesi yapılacak olan kişi hali hazırda özel sektörde ücretli olarak çalışıyor ise mevcut işinden dolayı aldığı ücret vergi istisnasına tabi olduğundan Huzur Hakkı ödemesinde istisnanın uygulanması mümkün değildir.

Yukarıda sayılan hususlar dışında kalan, yani ilgili ay içerisinde vergi istisnasına tabi herhangi bir gelir elde etmemiş, kişilere ödenecek Huzur Hakkında vergi istisnasının uygulanması mümkündür.

Fakat kurumlardaki uygulayıcıların yani maaş ödemesi yapan ilgili birimlerin bu gibi durumlardan haberdar olmaları pek mümkün olmadığından, Huzur Hakkı ödemesini hak eden kişilerin bu ödemeyi alacağı kurumlara bir dilekçe ile başvurarak kamu ya da özel başka herhangi bir yerde vergi istisnası uygulamasına tabi olmadıklarını beyan etmeleri ve taraflarına ödenecek Huzur Hakkında söz konusu istisnanın uygulanmasını istemeleri gerekir.

Buraya kadar anlattığımız husustan anlaşılacağı üzere yukarıda bahsettiğimiz şekilde gelir elde edenlerin Huzur Hakkı ödemelerinden dolayı vergi istisnasından yararlanmaları mümkün değildir. Peki vergi istisnasına tabi herhangi bir gelir elde etmeyen kişilere ödenecek Huzur Hakkında vergi istisnası nasıl uygulanmalıdır?

Bilindiği üzere belediye meclis toplantıları ilçe ve il belediyelerinde her ayın ilk haftası, büyükşehir belediyelerinde ise her ayın ikinci haftası yapılmaktadır. İlçe belediyesinde meclis üyesi olan bazı kişiler aynı zamanda büyükşehir belediyesinde de meclis üyesi olabilmektedirler. Bu durum şu sonucu doğurur. Bir kişi hem ilçe belediyesinden hem de büyükşehir belediyesinden olmak üzere iki farklı kurumdan Huzur Hakkı alabilir. İlçe belediyesi her ayın ilk haftasında toplandığından ayın ilk haftasında ilçe belediyesinden Huzur Hakkı ödemesi hak eden bazı meclis üyeleri ikinci hafta da büyükşehir belediyesinde yapılacak toplantılara katılarak bir miktarda büyükşehir belediyesinden Huzur Hakkı ödemesi hak edecektir. Peki bu durumda vergi istisnası hangi kurum tarafından ödenen Huzur Hakkında uygulanır? Her iki kurumunda bu istisnayı uygulaması mümkün müdür?

Bu sorunun cevabını bir başka tebliğin içerisinde bulabiliriz. 27 Mayıs 2020 tarihli Resmi Gazete de yayınlanarak yürürlüğe giren 311 seri no.lu Gelir Vergisi Genel Tebliğinin 20. Maddesi şu şekildedir.

Genel yönetim kapsamındaki kamu idarelerinin tek işveren olarak değerlendirilmesi

MADDE 20 – (1) 10/12/2003 tarihli ve 5018 sayılı Kamu Malî Yönetimi ve Kontrol Kanununun 3 üncü maddesinin birinci fıkrasının (a) bendinde, genel yönetim kapsamındaki kamu idarelerinin; uluslararası sınıflandırmalara göre belirlenmiş olan, merkezî yönetim kapsamındaki kamu idarelerini, sosyal güvenlik kurumlarını ve mahallî idareleri ifade ettiği hükme bağlanmıştır.

(2) 193 sayılı Kanunun 94 üncü maddesinin birinci fıkrasında, kamu idare ve müesseseleri, iktisadî kamu müesseseleri, sair kurumlar, ticaret şirketleri, iş ortaklıkları, dernekler, vakıflar, dernek ve vakıfların iktisadî işletmeleri, kooperatifler, yatırım fonu yönetenler, gerçek gelirlerini beyan etmeye mecbur olan ticaret ve serbest meslek erbabı, zirai kazançlarını bilanço veya ziraî işletme hesabı esasına göre tespit eden çiftçilerin bentler halinde sayılan ödemeleri (avans olarak ödenenler dahil) nakden veya hesaben yaptıkları sırada, istihkak sahiplerinin gelir vergilerine mahsuben tevkifat yapmaya mecbur oldukları, aynı fıkranın (1) numaralı bendinde ise hizmet erbabına ödenen ücretler ile aynı Kanunun 61 inci maddede yazılı olup ücret sayılan ödemelerden (istisnadan faydalananlar hariç), 103 üncü ve 104 üncü maddelere göre, tevkifat yapılacağı hüküm altına alınmıştır.

(3) Günümüz bilişim teknolojisinde meydana gelen gelişmeler neticesinde, genel  yönetim kapsamındaki kamu idarelerinde çalışanların ücretlerine ilişkin bilgilerin elektronik ortama taşınması neticesinde,  bu bilgilerin muhafazası, bilgilere erişimi,  veri kullanım ve değerlendirilmesi daha sistematik bir hale gelmiştir. Ayrıca, Kamu Personel Harcamaları Yönetim Sistemi ile tüm kamu kurumlarında; memur, kadro karşılığı sözleşmeli, sözleşmeli, geçici personel ve işçi olarak çalışan personelin; maaş, ek ders, fazla çalışma ücretleri, eğitim yılına hazırlık ödeneği ile doğum, ölüm, ödül, ikramiye gibi ödemelere ilişkin işlemlerinin (maaş hesaplama, bordro, kontrol dökümleri, ödeme emri belgesi oluşturma,  personelin banka hesabına aktarma, personelin sigorta primleri ve istatistik, raporlama işlemleri) elektronik ortamda düzenli olarak yapılması sağlanmaktadır.

(4) Bu gelişmeler doğrultusunda, genel yönetim kapsamında bulunan kamu idareleri ile bu idarelere bağlı, ilgili ve ilişkili kurum ve kuruluşlarda (ticaret şirketleri hariç) çalışan personelin, yıl içerisinde bu kapsamdaki diğer kurum ve kuruluşlardan da ücret alması veya bu kapsamdaki diğer bir kurum ve kuruluşa nakil olması durumunda, elde ettikleri ücretler tek işverenden alınan ücret olarak değerlendirilecektir.

(5) Aynı yıl içerisinde birden fazla kamu kurumundan çeşitli adlarla ücret alan personel bulunduğu gibi atama, nakil ve benzeri sebeplerle bir kurumdan diğer bir kuruma geçen personel de bulunmaktadır. Bu çerçevede, genel yönetim kapsamındaki idareler ile bu idarelere bağlı, ilgili ve ilişkili kurum ve kuruluşlar (ticaret şirketleri hariç), bu idarelerde çalışanların ücretlerinin vergilendirilmesinde tek işveren olarak değerlendirilecektir. Genel yönetim kapsamındaki idareler ile bu idarelere bağlı, ilgili ve ilişkili kurum ve kuruluşlarda (ticaret şirketleri hariç) çalışan personelin, aynı yıl içerisinde atama, nakil ve benzeri sebeplerle tek işveren olarak değerlendirilen diğer bir kuruma geçmesi veya birden fazla kurumdan ücret geliri elde etmesi durumunda, bu personelin elde ettiği ücret gelirlerinin toplamı, kümülatif matrah esas alınmak suretiyle vergilendirilecektir. Diğer idareler ile kurum ve kuruluşlardaki ücret matrahı, Hazine ve Maliye Bakanlığı e-bordro programından veya diğer idare ile kurum ve kuruluştan temin edilebilecektir. Bu idarelerde çalışanların tevkif yoluyla vergilendirilmiş tek işverenden aldıkları bu ücretleri 193 sayılı Kanunun 103 üncü maddesinde yazılı tarifenin dördüncü gelir diliminde yer alan tutarı (2020 yılı için 600.000 TL) aşmaması halinde, bu gelirler için beyanname verilmeyecektir.

(6) Genel yönetim kapsamındaki idareler ile bu idarelere bağlı, ilgili ve ilişkili kurum ve kuruluşlarda çalışan personelin; aynı yıl içerisinde, bunlar dışında bir işverenden de ücret geliri elde etmesi veya görevinden ayrılarak bu işveren nezdinde çalışmaya başlaması durumunda, söz konusu personelin ücret matrahları birbiri ile ilişkilendirilmeksizin her bir işverenden elde edilen ücret ayrı ayrı gelir vergisi tevkifatına tabi tutulacaktır. Bu durumda, birden sonraki işverenden alınan ücretlerin toplamının, 193 sayılı Kanunun 103 üncü maddesinde yazılı tarifenin ikinci gelir diliminde yer alan tutarı (2020 yılı için 49.000 TL) aşması veya bu tutarı aşmamakla birlikte her iki işverenden aldığı ücret geliri toplamının aynı Kanunun 103 üncü maddesinde yazılı tarifenin dördüncü gelir diliminde yer alan tutarı (2020 yılı için 600.000 TL) aşması halinde, ücret gelirlerinin tamamının beyan edilmesi gerekmektedir.

311 seri no.lu tebliğin 20. Maddesinin 4. fıkrasına istinaden farklı kamu kurumlarından gelir elde eden kişiler bu gelirleri tek işverenden elde etmiş gibi değerlendirilecektir. (Bu sebepledir ki elde edilen bu gelirler birleştirilerek kümülatif matrah oluşturulmalı ve her ücret bu şekilde vergiye tabi tutulmalıdır.) Dolayısıyla farklı kamu kurumlarından elde edilen Huzur Hakları aslında tek işverenden elde edilmiş kabul edilerek hem kümülatif matrahlar birleştirilecek hem de her iki kurumunda ödeyeceği Huzur Haklarında vergi istisnası uygulanacaktır. Fakat söz konusu istisna uygulanırken ilk ödemeyi yapan kurum uyguladığı istisna miktarını ikinci kuruma yani büyükşehir belediyesine bildirmek durumundadır. Zira büyükşehir belediyesi de ödeyeceği Huzur Hakkında ilçe belediyesinde uygulanan miktardan arta kalan kısmı istisna olarak uygulayacak kalan kısmı vergiye tabi tutacaktır.

Örneğin 60 bin nüfuslu bir ilçe belediyesinde yapılan meclis toplantısında oturum başına (2022 ilk altı ay için geçerli katsayılar ile) 267,57 TL’yi geçmemek üzere meclis tarafından belirlenen tutarda Huzur Hakkı ödenecektir. Söz konusu belediyede meclis ve komisyon olmak üzere toplamda beş toplantıya katılan bir üyenin 1.337,85 TL Huzur Hakkı (Oturum Ücreti) hak ettiği ortadadır. Bu tutarın gelir vergisi (%15’lik vergi diliminde) 200,68 TL olup tamamı istisna kapsamında yer alacaktır. Aynı meclis üyesinin büyükşehir belediyesinde de meclis üyesi olduğunu düşünürsek, il nüfusunun da bir milyondan fazla iki milyondan az olduğundan hareketle yani 5393 sayılı Belediye Kanunun 39. Maddesinin (g) bendi kapsamında bir belediye olduğu düşüncesiyle, ilgili meclis üyesine oturum başına ödenecek huzur hakkı tutarı 503,02 TL’dir. Söz konusu üye meclis ve komisyon toplantıları olmak üzere toplamda 12 toplantıya katıldığını düşünürsek brüt 6.036,24 TL Huzur Hakkı elde edecektir. Bu tutarın gelir vergisi yüzde 15’lik vergi diliminde iken 905,44 TL’dir. İlgili ayda uygulanacak vergi istisnasının 638,01 TL olduğunu kabul edersek bahsi geçen meclis üyesine büyükşehir belediyesinden hak ettiği huzur hakkında ne kadar istisna uygulanacaktır…

Yukarıdaki örneğimizde konu edindiğimiz meclis üyesinin ilgili ayda ilçe belediyesinden hak ettiği Huzur Hakkında 200,68 TL vergi istisnası uygulanacağını söylemiştik. Büyükşehir belediyesinde ise ilgili ayda 638,01-200,68= 437,33 TL istisna uygulanacaktır.

Görüleceği üzere kurumların birbirlerinden habersiz bir şekilde ödeme yapmaları, uygulayacakları istisna tutarını birbirleriyle koordineli bir şekilde belirlememeleri durumunda olması gerekenden fazla tutarda vergi istisnasının uygulanacağı ortadadır. Bu durum ise kamu zararı anlamına gelir.

Sonuç ve Değerlendirme:

Belediye meclis üyelerine ödenen huzur haklarında vergi istisnası uygulanacak mı?

-Meclis üyeleri kamu ya da özel herhangi bir işyerinden ücret ödemesi almıyor ise taraflarına ödenecek Huzur Haklarında vergi istisnası uygulamak mümkündür. Kamu ya da özel herhangi bir işyerinden ücret alanlara ise istisnanın uygulaması mümkün değildir.

-Büyükşehir belediyelerinin olduğu illerde ilçe belediyelerinde ödenen Huzur Hakları ile büyükşehir belediyesinde ödenen Huzur Hakkı ödemelerinde uygulanacak toplam istisna tutarı ilgili aydaki asgari ücretlinin muaf olduğu istisna tutarını aşmamalıdır.

-Vergi istisnasından yararlanmak isteyen meclis üyeleri ilgili kurumlara bir dilekçe ile başvurmaları doğru olacaktır.

-Her hangi bir vergi kaybına sebebiyet vermemek adına büyükşehir belediyelerince ödenecek Huzur Hakları ilçe belediyelerinin yapacağı ödemelerden sonra gerçekleştirilmeli ve istisnadan yararlanmak isteyen meclis üyeleri ilçe belediyelerinden alacakları Huzur Hakkı bordrolarını büyükşehir belediyesine ibraz ederek bu istisnadan yararlanmayı istemelidirler. Bu şekildeki bir uygulama olası vergi kayıplarının önüne geçerek kamu zararı oluşmasını önleyecektir.

-Belediye meclis üyesi olmakla birlikte belediye şirketlerinde de yönetim kurulu üyeliği yapan ve bu üyeliğinden dolayı da Huzur Hakkı alan kişilerde, şirket yönetim kurulu üyeliğinden alınan Huzur Hakkı ödemesi meclis üyeliğinden alınan Huzur Hakkı ödemesinden fazla olacağı için, istisna sadece şirket yönetim kurulu üyeliğinden elde edilen Huzur Hakkında uygulanacaktır.

-Kendi işyerinde çalışmakla birlikte 5510 sayılı Kanunun 4. Maddesinin (a) bendi kapsamında sigortalı olan meclis üyelerinin hak ettiği Huzur Haklarında da istisna uygulanmayacaktır.

-Yukarıda yapılan açıklamalar huzur haklarında vergi istisnası uygulanacak mı sorusu özelinde tarafımızca yapılan bir değerlendirme olup uygulama noktasında tereddüt yaşayan uygulayıcıların Gelir İdaresi Başkanlığından özelge talep etmeleri uygun olacaktır.

319 Seri Nolu Gelir Vergisi Tebliğindeki bazı hususlar;

Ücret gelirlerinin vergilendirilmesi

MADDE 3 – (1) 193 sayılı Kanunun 61 inci maddesinde ücret, işverene tabi ve belirli bir işyerine bağlı olarak çalışanlara hizmet karşılığı verilen para ve ayınlar ile sağlanan ve para ile temsil edilebilen menfaatler olarak tanımlanmış ve ücretin ödenek, tazminat, kasa tazminatı (mali sorumluluk tazminatı), tahsisat, zam, avans, aidat, huzur hakkı, prim, ikramiye, gider karşılığı veya başka adlar altında ödenmiş olması veya bir ortaklık münasebeti niteliğinde olmamak şartı ile kazancın belli bir yüzdesi şeklinde tayin edilmiş bulunmasının onun mahiyetini değiştirmeyeceği belirtilmiştir. Dolayısıyla, hizmet erbabına ödenen aylık ücret, mesai, prim, ikramiye, gider karşılığı ve sair adlarla yapılan tüm ödemeler ve sağlanan menfaatler de ücret kapsamında değerlendirilmektedir

İstisnanın kapsamı ve uygulaması

MADDE 4 –

 (1) 7349 sayılı Kanunla, 193 sayılı Kanunun 23 üncü maddesinin birinci fıkrasına eklenen (18) numaralı bent ile 1/1/2022 tarihinden itibaren yapılan ücret ödemelerine uygulanmak üzere, hizmet erbabının ödemenin yapıldığı ayda geçerli olan asgari ücretin aylık brüt tutarından işçi sosyal güvenlik kurumu primi ve işsizlik sigorta primi düşüldükten sonra kalan tutarına isabet eden ücretleri gelir vergisinden istisna edilmiştir.

(2) İstisnayı aşan ücret gelirinin vergilendirilmesinde, hizmet erbabının ilgili aydaki gelirine ilişkin verginin hesaplanacağı gelir dilim tutarları ve oranları, istisna kapsamındaki tutarlar da dikkate alınarak belirlenecektir. (3) İstisna nedeniyle alınmayacak olan vergi, ilgili ayda aylık asgari ücret üzerinden hesaplanması gereken vergiyi aşmayacaktır.

 (4) Hizmet erbabının birden fazla işverenden ücret alması halinde istisna sadece en yüksek olan ücrete uygulanacaktır.

 (5) Ücret gelirlerinin vergilendirilmesinde, maaş ödemesinin yanı sıra aynı dönemde yapılan ve ücret olarak değerlendirilen prim, ikramiye, huzur hakkı, mesai ücreti, döner sermaye ücreti, ek ders ücreti gibi ödemeler de dikkate alınmak suretiyle kümülatif matrah esas alınarak vergilendirme yapılmaktadır. İlgili dönemlerde uygulanan indirim ve istisnalar bu ödemelerin toplamına bir kez uygulanmaktadır. Dolayısıyla ilgili ayda yapılan ücret ve ücret sayılan ödemelerin toplamına anılan istisnanın bir kez uygulanması gerekmektedir.

Birden fazla işverenden ücret alınması durumunda istisnanın uygulanması

MADDE 7 – (1) Aynı zamanda birden fazla işverenden ücret alınması halinde, istisna uygulaması, sadece en yüksek ücretin elde edildiği işveren tarafından gerçekleştirilecektir. Söz konusu işverene bu durumu bildirme yükümlülüğü hizmet erbabına aittir. Birden fazla işverenden aynı tutarda ücret alındığı durumda, istisnayı uygulayacak olan işvereni hizmet erbabı kendisi belirleyecektir. İstisnadan faydalanılan işverende, istisnanın tamamından faydalanılamaması durumunda kalan tutar için diğer işverende istisnadan faydalanılması mümkün değildir.

İsa ARAS

3600 Düzenlemesinin Emekli Maaşına Etkisi


Bir Yorum Yazın

Ziyaretçi Yorumları - 0 Yorum

Henüz yorum yapılmamış.