İşçilerin özel durumlarından kaynaklı nedenlerle maaş gününden önce nakit para ihtiyacı ile Belediyelere başvurmaları çok sık rastlanan bir durumdur. Bu bağlamla yazımızda Belediyeler işçilerin avans taleplerini karşılamak zorunda mı? sorusuna cevap arayacağız.
Belediyeler işçilerin avans taleplerini karşılamak zorunda mı? sorusuna cevap verebilmek için öncelikli olarak avans tanımı üzerinde bilgilendirme yapılması gerekmektedir. Avans, TDK’da “öndelik”, “öndelik verme” olarak tanımlanmaktadır. İşveren-İşçi ilişkisi açısından bakıldığında ise; “hak edilen ücretin bir kısmının sözleşilen günden daha önce ödenmesi.” anlamına gelir.
Bu doğrultuda İşveren-işçi ilişkilerinden kaynaklı “Ücret Avansı, İş Avansı, Yıllık Ücretli İzin Avans Ödemesi” şeklinde 3 çeşit avans ödemesi karşımıza çıkmaktadır. Biz konumuzla ilgili olarak ücret avansı üzerinde bilgilendirmemize devam edeceğiz.
4857 sayılı İş Kanunu’nun 32 nci maddesinde işçinin ücret ödemesi konusu düzenlenmiş olmasına rağmen avans ödemesi ile ilgili herhangi net bir düzenleme söz konusu değildir. Kanun içerisinde avansla ilgili olarak tek düzenleme aynı Kanunun 57. maddesinde “İşveren, yıllık ücretli iznini kullanan her işçiye, yıllık izin dönemine ilişkin ücretini ilgili işçinin izine başlamasından önce peşin olarak ödemek veya avans olarak vermek zorundadır.” olarak karşımıza çıkmaktadır. Dolayısıyla Kanun işverene sadece izne ayrılan işçisinin izin süresine ait ücretini peşin verme veya avans olarak ödeme zorunluğunu düzenlemiştir. Bu durum belediyelerde Toplu İş Sözleşmelerinde de hüküm altına alınarak işçinin mali ve sosyal hakları açısından güvence altına alınmaktadır.
Bununla birlikte yıllık ücretli izinde verilen avansın dışında 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu 406 ncı maddesinde belirli koşullar çerçevesinde çalışanlara avanslarının verilmesi düzenlenmiştir. Borçlar Kanunu 406 ncı maddesinde “İşveren, işçiye zorunlu ihtiyacının ortaya çıkması hâlinde ve hakkaniyet gereği ödeyebilecek durumda ise, hizmetiyle orantılı olarak avans vermekle yükümlüdür.” denilmektedir.
Borçlar Kanunu’ndaki bu hüküm çerçevesinde işverenin avans verme zorunluluğu ve işçinin avans istemesi üç koşula bağlanmıştır.
1- İşçinin zorunlu bir ihtiyacı olması: Zorunlu ihtiyaçlar kanunda tek tek sayılmamıştır. Hastalık vb. insani ve hayati durumlarda işveren işçisine avans ödemesi yapabilir. Ayrıca işveren, işçiden bu zorunlu ihtiyacın belgelenmesini talep etme hakkına da sahiptir. İşçinin ise bu zaruret halini işverene ispatlama zorunluluğu bulunmaktadır.
2- İşverenin ödeyebilecek durumda olması: Kanuna göre işverenin avansı işçiye ödeyebilecek durumda olması şarttır. İşveren, talep edilen avansı ödediği takdirde sıkıntıya düşmeyecekse bu avansı ödeyebilir. Aksi takdirde işveren sıkıntıya düşerse bu durum hakkaniyete uygun olmayacaktır.
3- İşçiye hizmetiyle orantılı ödenmesi: Madde metnindeki bu hüküm hakkında farklı yorumlar bulunmaktadır. Bazı yorumculara göre, avansın ödemesi yapılırken işçinin toplam kıdemi göz önünde tutulmalıdır. Bu durumda işe yeni başlamış olan bir işçinin avans talebi işverence uygun görülmeyebilir.
Bir diğer görüşü savunanlar ise, işçinin o ay içinde çalıştığı toplam gün sayısı kadar avans talebinde bulunabileceği yorumunu yapmaktadır.
Her iki durumda da işveren, işçiye maaşından yüksek veya hak ettiğinden daha fazla avansı verme yükümlülüğü altında değildir.
Avans ile ilgili yukarıda yapılan bilgilendirme doğrultusunda; şayet işçinin yaralanmakta olduğu Toplu İş Sözleşmesi veya Bireysel İş Sözleşmesinde özel bir hüküm yoksa ( Bireysel İş Sözleşmesi veya TİS’te avansa ilişkin özel düzenlemeler üst norm olan kanunlara aykırı hüküm içeremez, içermesi durumunda ilgili hükümler mutlak butlandır)
Başta Borçlar Kanunu olmak üzere tüm yasal hükümler sonucunda yine de işverenin işçisine avans verme zorunluluğu söz konusu değildir. Bununla bağlantılı olarak işverenin işçiye avans vermemesi haklı bir fesih gerekçesi olarak da sayılmamaktadır. Dolayısıyla işçi avans talebi karşılanmadığı gerekçesiyle işten ayrılması durumunda kıdem tazminatı hakkı elde edemeyecektir.
İşçinin, avans talebi işveren tarafından “geçerli neden gösterilmeden” karşılanmadığı için iş sözleşmesini feshetme hakkı bulunmamaktadır. Nitekim bu konu, 26 Haziran 2020 tarihli Yargıtay 9. Hukuk Dairesi kararında da geçmektedir. Kararda, iş sözleşmesinde avans ödeme zorunluluğu gibi bir hüküm bulunmadığı için, işçi her talep ettiğinde işverenin avans verme yükümlülüğü bulunmadığı konusuna atıf yapılmıştır. Karara ulaşmak için tıklayın…
Yukarıda açıklanan mevzuat hükümleri ile Yargıtay 9. Hukuk Dairesinin ilgili kararı bir arada değerlendirildiğinde “Belediyeler, İşçilerin Avans Taleplerini Karşılamak Zorunda Mı? “sorusuna şu şekilde cevap verebiliriz.
Ücret avansıyla ilgili olarak; işçinin bireysel iş sözleşmesi veya işyerinde yürürlükte olan Toplu İş Sözleşmesinde maaş öncesi ödenmesine ilişkin hüküm içeren bir düzenleme yoksa avans talebinin işveren tarafından karşılanamayacağı,
Bununla birlikte işçinin bireysel iş sözleşmesi veya işyerinde uygulanmakta olan yürürlükteki Toplu İş Sözleşmesinde özel düzenlemeler var ise, sözleşme metninin Borçlar Kanununun 406 ncı maddesi hükümlerine uygunluk kontrolü yapılmalıdır. Bu durumda işçinin talebi ve işverenin kabul etmesi şartlarının bir arada sağlanması halinde dahi ücret avansı verilmesinin idarenin takdirinde olduğu değerlendirilebilir.
Yunus Emre YILMAZ
Derince Belediyesi
İnsan Kaynakları ve Eğitim Müdürü