DANIŞTAY Kariyer ve liyakat ilkelerine uygun olarak daire başkanlığına atanan memurun bu görevinden alınmasını hukuka aykırı buldu

DANIŞTAY Kariyer ve liyakat ilkelerine uygun olarak daire başkanlığına atanan memurun bu görevinden alınmasını hukuka aykırı buldu
A+
A-

Danıştay 2. Dairesi kariyer ve liyakat ilkelerine uygun olarak daire başkanlığı kadrosuna atanan memurun daha sonra bu görevden alınmasını hukuka aykırı buldu. Davacının temyiz talebini kabul eden Danıştay 2. Dairesi kararında;

Geçmiş hizmetlerinin değerlendirilmesinden kariyer ve liyakat ilkelerine uygun olarak daire başkanlığına atandığı anlaşılan memurun, daire başkanı olarak görev yaptığı süre zarfında göreviyle ilgili olarak hiçbir adli ve idari soruşturma geçirmediği, bununla birlikte disiplin cezası da almadığı ve görevinde başarısız veya yetersiz olduğu yönünde nesnel ve hukuken kabul edilebilir bilgi ve belgenin dosyada bulunmadığı gerekçesiyle görevinden alınmasının hukuka aykırı olduğunu ifade etti. 

İşte Danıştay 2. Dairesinin kararı…


T.C.
D A N I Ş T A Y
İKİNCİ DAİRE
Esas No : 2021/17237
Karar No : 2022/1439

TEMYİZ EDEN (DAVACI):
VEKİLİ: Av. …

KARŞI TARAF (DAVALI) : … Büyükşehir Belediye Başkanlığı
VEKİLİ: Av. …

İSTEMİN KONUSU:

… Bölge İdare Mahkemesi … İdari Dava Dairesince verilen … günlü, E:… , K:… sayılı kararın, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 49. maddesi uyarınca temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.

YARGILAMA SÜRECİ:

Dava Konusu İstem: Davacı; … Büyükşehir Belediye Başkanlığında Mali Hizmetler … olarak görev yapmakta iken, Avrupa Yakası Park ve Bahçeler Şube Müdürlüğü emrine … olarak atanmasına ilişkin … günlü, … sayılı işlemin iptali istemiyle dava açmıştır.
İlk Derece Mahkemesi Kararının Özeti : … İdare Mahkemesinin … günlü, E:… , K:… sayılı kararıyla; daire başkanı olarak görev yapan davacı hakkında yapılmış herhangi bir soruşturma veya verilmiş bir disiplin cezasının olmadığı görüldüğünden, somut bir neden ortaya konulmaksızın salt takdir yetkisi kullanılarak tesis edilen dava konusu idari işlemde hukuka uyarlık görülmediği gerekçesiyle dava konusu işlemin iptaline karar verilmiştir.
Bölge İdare Mahkemesi kararının özeti : … Bölge İdare Mahkemesi … . İdari Dava Dairesinin temyize konu kararıyla; daire başkanlarının kamu kurum ve kuruluşlarının geleceğe dönük planlarını ve politikalarını saptayan, bu plan ve politikalardaki hedefleri gerçekleştirmek için gerekli kaynakları ve bu kaynakların kullanım yerlerini belirleyen ya da bu kişilerin emir ve direktifleri yönünde uygulamayı yapan veya onlara yardımcı olan kişiler oldukları; ayrıca, 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu’nda atama yapma ve görevden alma konusunda idareye tanınan takdir yetkisinin bu tür kadrolar için daha geniş olduğunun kabulü gerektiği, bu görevlerden başka görevlere atanmaya ilişkin işlemlerin kazanılmış hakları veya genel olarak hukuk güvenliği ilkesini ihlal eden bir yönü bulunmadığı hususları birlikte değerlendirildiğinde; yöneticilik görevine atanmadan önce bulunduğu görevlere herhangi bir mesleki yarışma sınavı veya kurum içi görevde yükselme sınavında başarılı olmak suretiyle gelmeyen, bir başka deyişle kariyer ve liyakat ilkelerine uygun bir şekilde daire başkanlığı kadrosuna atanmayan davacının, bu görevinden alınması yolunda tesis edilen işlemde hukuka, kamu yararına ve hizmet gereklerine aykırılık bulunmadığı gerekçesiyle davalı idarenin istinaf başvurusunun kabulüne, dava konusu işlemin iptali yolundaki … İdare Mahkemesince verilen kararın kaldırılmasına, davanın reddine hükmedilmiştir.

TEMYİZ EDENİN İDDİALARI:

Davacı tarafından; daire başkanı olarak görev yapmakta iken, yerel seçimlerin hemen akabinde sebepsiz, gerekçesiz, keyfi bir kararla daire başkanlıgı görevinden alınıp, görev tanımı da yapılmadan uzman kadrosuna atandığı, görevine ilişkin herhangi bir başarızlığının ve yetersizliğinin bulunmadığı, herhangi bir disiplin cezası ve kötü sicilinin bulunmadığı, alt seviyede bir göreve atandığından dolayı maaşının da düştüğü, kazanılmış hak ve derecesinin altında bir göreve getirildiği, dava konusu işlemin hukuka aykırı olduğu ileri sürülerek, Bölge İdare Mahkemesi kararının bozulması istenilmektedir.

KARŞI TARAFIN CEVABI: Cevap verilmemiştir.

DANIŞTAY TETKİK HAKİMİ: … DÜŞÜNCESİ:

Temyiz isteminin kabulü ile Bölge İdare Mahkemesi kararının bozulması gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA

Karar veren Danıştay İkinci Dairesince, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:

İNCELEME VE GEREKÇE:

MADDİ OLAY:

Davacı, … Büyükşehir Belediye Başkanlığında Mali Hizmetler Daire Başkanı olarak görev yapmakta iken, Avrupa Yakası Park ve Bahçeler Şube Müdürlüğü emrine uzman olarak atanmasına ilişkin … günlü, … sayılı işlemin iptali istemiyle temyizen incelenen davayı açmıştır.

İLGİLİ MEVZUAT:

657 sayılı Devlet Memurları Kanunu’nun 76. maddesinin 1. fıkrasında; “Kurumlar, görev ve unvan eşitliği gözetmeden kazanılmış hak aylık dereceleriyle memurları bulundukları kadro derecelerine eşit veya 68. maddedeki esaslar çerçevesinde daha üst, kurum içinde aynı veya başka yerlerdeki diğer kadrolara naklen atayabilirler.” hükmüne yer verilmiştir.

HUKUKİ DEĞERLENDİRME:

657 sayılı Kanun’un 76. maddesi ile davalı idareye, personelini atama konusunda takdir yetkisi tanındığı açık olup, bu yetkinin ancak, kamu yararı ve hizmet gerekleri göz ardı edilerek kullanıldığının kanıtlanması ya da idari yargı merciince saptanması halinde, sözü edilen bu durumun dava konusu idari işlemin neden ve amaç yönlerinden hukuka aykırılığı nedeniyle iptalini gerektireceği yargı içtihatlarıyla kabul edilmiş bulunmaktadır.
Dava dosyasının incelenmesinden; davacının hizmet cetveline göre, 1978 yılında İmar ve İskan Bakanlığına memur olarak atandığı (açıktan atama), 01/11/1984 tarihinde İstanbul Büyükşehir Belediyesi Planlama Şube Müdürlüğüne memur olarak atandığı, 11/01/1985 tarihinde istifa ettiği, 21/07/1994 tarihinde İBB Gelirler Şube Müdürlüğüne memur, 15/09/1994 tarihinde İBB Krediler şube müdürü, 02/02/1995 tarihinde müfettiş olarak atandığı, 15/07/1997 tarihinde İBB İktisadi Teftiş Heyeti Şube Müdürlüğüne müfettiş- vekaleten şube müdürü, 01/08/2006 tarihinde İBB İnsan Kaynakları Şube Müdürlüğüne iç denetçi- vekaleten şube müdürü, 07/03/2009 tarihinde İBB Bütçe ve Denetim şube müdürü, 17/07/2009 tarihinde İBB Finansman şube müdürü, 01/03/2010 tarihinde İBB Gelirler şube müdürü-vekaleten Mali Hizmetler daire başkanı, 02/02/2011 tarihinde Mali Hizmetler daire başkanı (asaleten) olarak atandığı, 02/01/2019 tarihinde de dava konusu işlem ile Avrupa Yakası Park ve Bahçeler Şube Müdürlüğü emrine uzman olarak atandığı anlaşılmaktadır.
Uyuşmazlık konusu olayda, davacının geçmiş hizmetlerinin değerlendirilmesinden, kariyer ve liyakat ilkelerine uygun olarak daire başkanlığına atandığı, daire başkanı olarak görev yaptığı süre zarfında, söz konusu göreviyle ilgili olarak hakkında hiçbir adli ve idari soruşturma açılmadığı gibi, disiplin cezası da almadığı ve görevinde başarısız veya yetersiz olduğu yönünde nesnel ve hukuken kabul edilebilir bilgi ve belgenin dosyada bulunmadığı görülmektedir.
Bu durumda, davacının görevinden alınmasını gerektirecek somut bir tespitin davalı idarece sunulamaması karşısında, kamu yararı ve hizmet gereklerine aykırı olarak davacının daire başkanlığı görevinden alınarak, Avrupa Yakası Park ve Bahçeler Şube Müdürlüğü emrine uzman olarak atanmasına ilişkin dava konusu işlemde hukuka uyarlık, İdare Mahkemesi kararına yönelik istinaf isteminin kabulüyle anılan kararın kaldırılması ve davanın reddi yolunda verilen … Bölge İdare Mahkemesi … İdari Dava Dairesi kararında ise hukuki isabet görülmemiştir.

KARAR SONUCU :

Açıklanan nedenlerle;

1- DAVACININ TEMYİZ İSTEMİNİN KABULÜNE,

2- … Bölge İdare Mahkemesi … İdari Dava Dairesince verilen … günlü, E:… , K:… sayılı kararın, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 49. maddesinin 2/b fıkrası uyarınca BOZULMASINA,

3- 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 6545 sayılı Kanun’la değişik 50. maddesinin 2. fıkrası gereğince ve yukarıda belirtilen hususlar da gözetilerek yeniden bir karar verilmek üzere dosyanın, kararı veren … Bölge İdare Mahkemesi … İdari Dava Dairesine gönderilmesine,

4- 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’na 6545 sayılı Kanun’un 27. maddesi ile eklenen Geçici 8. maddesi uyarınca karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere, 22/03/2022 tarihinde oybirliğiyle kesin olarak karar verildi.


Yargı Kararı Arama Sayfamız İçin Tıklayın


Bizi Twitter da takip etmek ister misiniz? Tıklayın daire başkanlığı kadrosuna atanan memurun daha sonra bu görevden alınmasını

iscimemur.net özellikle yerel yönetimlerde çalışan memur, işçi ve sözleşmeli personelin çalışma hayatı içerisinde karşılaştıkları özlük veya bordro konularındaki sorulara mevzuatsal dayanakları ile birlikte cevap bulabilecekleri bir platformdur.
Bir Yorum Yazın

Ziyaretçi Yorumları - 1 Yorum
  1. Mehmet dedi ki:

    657 sayılı Devlet Memurları Kanunu’nun 43/B maddesinde, Ek Gösterge: “Bu Kanuna tabi
    kurumların kadrolarında bulunan personelin aylıkları; hizmet sınıfları, görev türleri ve aylık alınan
    dereceler dikkate alınarak bu kanuna ekli I ve II sayılı cetvellerde gösterilen ek gösterge
    rakamlarının eklenmesi suretiyle hesaplanır. II sayılı cetvelde yer alan unvanlarda değişiklik
    yapmaya ve yeni unvanlar ilave etmeye Bakanlar Kurulu yetkilidir…” hükmüne yer verilmiştir.

    Anılan Kanuna ekli (I) sayılı Ek Gösterge Cetvelinin “II-Teknik Hizmetler Sınıfı” bölümünün (c)
    bendinde ise; “Kadroları bu sınıfa dahil olup da yukarıda sayılanlar dışındaki yüksek öğrenim
    mezunları ile Yüksek Tekniker ve Tekniker unvanını almış olanlar,” hükmü yer almıştır.

    Bu hükümler ile önce teknik hizmetler sınıfının kapsamı belirlenmiş ve ek göstergenin memurun
    yer aldığı sınıf ve görevlerde bulunduğu sürece ödeneceği ifade edilmiş olup, ek göstergenin kadroya
    bağlı olduğu belirtilmiştir. Zira 657 sayılı Kanun kapsamında kadro memurun çalıştığı belli bir görev
    yerini ifade etmekte olup, yapacağı işle bağlantısının da kurucu unsurudur. Aynı zamanda kadro
    personelin sayısının, niteliğinin, görev yerinin, unvanının, sınıf ve derecesinin, yükselmesinin, parasal
    ve özlük haklarının da genel olarak belirleyicisidir.

    657 sayılı Kanunun 43’üncü maddesi, ek gösterge konusunda bu Kanuna ekli (I) ve (II) sayılı
    cetvellere atıf yaptığından, ilgililere uygulanacak ek göstergenin tespitinde söz konusu cetvellerin
    yanında 43’üncü maddede yer alan düzenlemelerin de (unvana ilişkin görevde kadroda bulunma
    koşulunun da) göz önünde bulundurulması gerekmektedir. Buna göre, Devlet memurlarının fiilen
    görev yapmakta oldukları kadro unvanları için ek gösterge öngörülmesi halinde bundan
    yararlanacakları, kadro unvanında herhangi bir değişiklik olmadığı sürece mezuniyet diplomasında yer
    alan unvan, başka bir anlatımla tahsil durumu dikkate alınarak ek gösterge uygulamasından
    yararlanamayacakları sonucuna ulaşılmaktadır.

    Yukarıda yer verilen hüküm ve açıklamalar çerçevesinde; teknisyen kadrosunda bulunmakla
    birlikte “tekniker” unvanına haiz bulunanların, ek gösterge rakamlarının tespitinde tahsile bağlı olarak
    elde edilen unvanın değil, memurların görev yaptığı sınıf ile kadro unvanının esas alınması sebebiyle
    tekniker kadrosu için belirlenen ek göstergeden faydalanmasının tekniker kadrosuna atanmadan tekniker
    için öngörülen ek göstergelerden yararlanamayacağını düşünmekteyim.