Kıdem tazminatı, memurluğa atanma, işçiyken memuriyete atananlar kıdem tazminatı alabilir mi?
Kıdem tazminatı, memurluğa atanma, işçiyken memuriyete atananlar kıdem tazminatı alabilir mi?
İster özel sektör ister kamuda olsun işçi statüsünde çalışan pek çok kişinin merak ettiği bir sorudur işçiyken memuriyete atananlar kıdem tazminatı alabilir mi? sorusu. Bu yazımızda hem kıdem tazminatının ne olduğunu kısaca anlatacağız hem de işçiyken memuriyete atananların kıdem tazminatı alıp alamayacağını inceleyeceğiz.
Kıdem Tazminatı Nedir?
İşverene ait bir ya da birkaç işyerinde belli bir süre çalışmış bir işçinin işinde yıpranması, yeni bir iş edinmede karşılaşacağı güçlükler ve işyerine sağladığı katkı göz önüne alınarak, geçmiş hizmetlerine karşılık işveren tarafından işçiye kanuni esaslar dahilinde verilen toplu paraya kıdem tazminatı denilmektedir. Bu ödeme işçi personeller için oldukça önemli bir ödeme olmakla birlikte pek çok uyuşmazlığa ve davaya da konu olabilmektedir.
Kıdem tazminatı 1475 sayılı eski İş Kanunu’nun 14. maddesinde düzenlenmiştir. Söz konusu maddede kimlerin kıdem tazminatından yararlanabileceği açıkça sıralanmıştır.
“Kıdem tazminatı:
Madde 14 – (Değişik birinci fıkra: 29/7/1983 – 2869/3 md.) Bu Kanuna tabi işçilerin hizmet akitlerinin:
1. İşveren tarafından bu Kanunun 17 nci maddesinin II numaralı bendinde gösterilen sebepler dışında,
2. İşçi tarafından bu Kanunun 16 ncı maddesi uyarınca,
3. Muvazzaf askerlik hizmeti dolayısıyle,
4. Bağlı bulundukları kanunla veya Cumhurbaşkanlığı kararnamesiyle kurulu kurum veya sandıklardan yaşlılık, emeklilik veya malullük aylığı yahut toptan ödeme almak amacıyla;(2)
5. (Ek: 25/8/1999 – 4447/45 md.) 506 Sayılı Kanunun 60 ıncı maddesinin birinci fıkrasının (A) bendinin (a) ve (b) alt bentlerinde öngörülen yaşlar dışında kalan diğer şartları veya aynı Kanunun Geçici 81 inci maddesine göre yaşlılık aylığı bağlanması için öngörülen sigortalılık süresini ve prim ödeme gün sayısını tamamlayarak kendi istekleri ile işten ayrılmaları nedeniyle, feshedilmesi veya kadının evlendiği tarihten itibaren bir yıl içerisinde kendi arzusu ile sona erdirmesi veya işçinin ölümü sebebiyle son bulması hallerinde işçinin işe başladığı tarihten itibaren hizmet aktinin devamı süresince her geçen tam yıl için işverence işçiye 30 günlük ücreti tutarında kıdem tazminatı ödenir. Bir yıldan artan süreler için de aynı oran üzerinden ödeme yapılır….”
1475 sayılı İş Kanununa ulaşmak için tıklayın…
14. madde de yer alan “…her geçen tam yıl için işverence işçiye 30 günlük ücreti tutarında kıdem tazminatı ödenir.” İfadesinden anlaşılacağı üzere bir işçinin kıdem tazminatını hak edebilmesi için öncelikle o iş yerinde en az bir yıllık kıdeminin bulunması gerekmektedir. Eğer işçinin bir yıllık kıdemi yoksa diğer şartları sağlayıp sağlamadığına bakılmaksızın kıdem tazminatı alamayacağı söylenebilir. Bir yıllık kıdemi bulunan işçilerden kimlerin kıdem tazminatı alabileceği ise 1475 sayılı eski İş Kanununun 14. maddesinde sayılmıştır.
İstifa Eden İşçi Kıdem Tazminatı Alabilir Mi?
Kural olarak istifa eden işçi kıdem tazminatı alamaz. Fakat bu durumun bir kaç istisnası vardır. Yani bazı durumlarda işçi istifa etse bile kıdem tazminatı alabilir. Bu husus ayrı bir yazı konusu olarak ele alınacaktır. Fakat genel olarak işçi, mevzuata dayanan haklı bir gerekçe sunmaksızın işinden ayrılırsa kıdem tazminatı alamaz.
İşçiyken Memuriyete Atananlar Kıdem Tazminatı Alabilir Mi?
Memuriyete atanan işçilerde mevcut işlerinden istifa ederek ayrılmak zorundadır. Mevzuata dayanan haklı bir gerekçe olmaksızın istifa edilmesi durumundaysa kıdem tazminatının hak edilemeyeceğini biraz önce söylemiştik. Peki memuriyete atandığı için istifa eden işçinin bu durumu haklı neden olarak değerlendirilemez mi?
İş Kanunumuzda bu istifayı haklı neden olarak gösterecek bir düzenleme bulunmamaktadır. Yani memur olmak için istifa eden işçinin durumu 1475 sayılı İş Kanunun 14. maddesinde sayılan kıdem tazminatına hak kazanma gerekçelerinden biri arasında yer almamaktadır. Bu doğrultuda memur olmak için istifa eden işçinin kıdem tazminatı hakkının bulunmadığı açıktır. Fakat unutmamak gerekir ki eğer işveren kıdem tazminatı ödemek isterse elbette ki buna engel bir durumda yoktur.
Yargıtay Kararları
Memur olmak için istifa etmiş ve kıdem tazminatı talebiyle yargıya başvurmuş kişilerde vardır. Bu konuda Yargıtay’ın yerleşik içtihadı ise kıdem tazminatının hak edilemeyeceği yönündedir. Aşağıda bir kaç Yargıtay Kararının ilgili bölümleri yer almakta olup kararların tam metinlerine sayfamızın Yargıtay Kararları bölümünden ulaşılabilir.
“…Davalı işçinin, iş sözleşmesini fesihte haklı olup olmadığı hususu taraflar arasında uyuşmazlık konusudur.
İşçinin daha iyi şartlarda yeni bir iş bulması veya somut olayda olduğu gibi devlet memuriyetine başlaması fesih için haklı neden değildir.
Somut uyuşmazlıkta, davacı işçi, iş akdini devlet memuriyetine geçiş gerekçesiyle kendisi sonlandırmıştır. Açıklandığı üzere feshin haklı nedene dayanmadığı gözetilerek, davacı işverenin cezai şart talebinin uygun oranda bir takdiri indirime gidilerek kabulü yerine davalının fesihte haklı olduğu şeklindeki yerinde olmayan gerekçeyle reddi hatalıdır.”
Kararın tam metni için tıklayın…
“….Somut olayda, çekişmeli vakıalar hakkında toplanan delillerin tartışılması ve değerlendirilmesi sonucunda, davacı işçinin kendi isteği ile memuriyete geçmek için 25.08.2003 tarihli dilekçesiyle başvuruda bulunması sonucu memur statüsüne geçtiği anlaşılmaktadır. Saptanan bu durum karşısında ve yukarıda açıklanan maddi ve hukuki olgular göz önünde tutulduğunda, davacının iş akdini haklı nedene dayanmadan eylemli olarak feshettiği anlaşıldığından kıdem tazminatı talebinin reddi gerekirken kısmen kabulüne karar verilmesi isabetsizdir.”
“… Somut uyuşmazlıkta davacı işçinin davalı işyerinde mevsimlik işçi olarak çalışırken 1992 yılında açılan memuriyet sınavına katılıp kazanarak memuriyete geçtiği, çalışmanın işçilik kısmının bu şekilde sona erdiği, ancak memuriyete geçişin kıdem tazminatı açısından haklı neden olmadığı, kaldı ki fesih tarihi ile dava tarihi arasında 10 yıldan fazla bir sürenin geçtiği ve davalı vekilinin süresinde zamanaşımı def’inde bulunduğu sonuç olarak iş akdinin 1992 yılında işçi tarafından haklı neden olmadan sonlandırıldığı anlaşılmakla şartları bulunmayan kıdem tazminatı talebinin reddi yerine kabulü hatalıdır.”
Kararın tam metni için tıklayın…
Sosyal Medya hesaplarımızı takip ederek personel mevzuatı ile ilgili paylaşımlarımızdan anında haberdar olabilirsiniz…
Elinize sağlık hocam
Teşekkürler Naci Bey, kıymetli yazılarınızla sizleri de aramızda görmek isteriz.