Sermayesinin yarısından fazlasına belediyelerin sahip olduğu şirketlerde geçen hizmetlerin kazanılmış hak aylığına etkisi

Sermayesinin yarısından fazlasına belediyelerin sahip olduğu şirketlerde geçen hizmetlerin kazanılmış hak aylığına etkisi
Yayınlama: 04.09.2023
A+
A-

Sermayesinin yarısından fazlasına belediyelerin sahip olduğu şirketlerde geçen hizmetlerin kazanılmış hak aylığına etkisi

Bu yazımızda öncelikle 657 sayılı Devlet Memurları Kanununun 36 ncı maddesinin Ortak Hükümler başlıklı bölümünün (C) bendinin 1 ve 2 nci fıkralarında atıf yapılarak aynı Kanunun 87 nci maddesinde sayılı kurum ve kuruluşlarda geçen sürelerin memurun kazanılmış hak aylığında hangi oranda sayılacağı yönünde değerlendirmelerde bulunulacağız.

Değerlendirmeye geçmeden önce yukarıda bahsi geçen madde metinlerine bir göz atmakta fayda olacaktır.

657 sayılı Kanunun 36 ncı maddesinin Ortak Hükümler bölümünün C bendinin bir ve ikinci fıkraları aşağıdaki gibidir.

“1 – Teknik hizmetler sınıfına girenlerden memurluğa girmeden önce yurt içinde veya yurt dışında mesleklerini serbest olarak veya resmi veya özel müesseselerde ifa edenlerle memuriyetten ayrıldıktan sonra bu işlerde çalışarak yeniden memuriyete girmek isteyenlerin teknik hizmetlerde geçen süresinden bu kanun ve bu kanunun 87 nci maddesinde sözü edilen kurumlarda geçen sürenin tamamı ve geri kalan sürenin 3/4 ü toplamı memuriyette geçmiş sayılarak bu süreler her yılı bir kademe ilerlemesi ve her üç yıl için bir derece yükselmesi verilmek suretiyle değerlendirilir.

2 – Sağlık hizmetleri ve yardımcı sağlık hizmetleri sınıfına girenlerden memurluğa girmeden önce yurt içinde veya yurt dışında mesleklerini serbest olarak veya resmi veya özel kurumlarda yapanlarla, memurluktan ayrıldıktan sonra bu işlerde çalışarak yeniden memurluğa girmek isteyenlerin sağlık hizmetlerinde geçen süresinden, bu kanun ve bu kanunun 87 nci maddesinde sözü edilen kurumlarda geçen süreleri ile 196 ncı maddede belirtilen şekilde tespit edilecek mahrumiyet bölgelerinde en az 3 yıl çalışanların veya çalışacak olanların sürelerinin tamamı ve geri kalan sürelerinin 3/4 ü toplamı memurlukta geçmiş sayılarak bu sürelerin her yılı için bir kademe ilerlemesi ve her üç yılı için bir derece yükselmesi verilmek suretiyle değerlendirilir.

Yukarıdaki fıkralara göre, değerlendirilecek hizmet süresinden sadece özel sektörde geçen süre 12 yılı geçemez.”

Her iki fıkrada da 657 sayılı Kanunun 87 nci maddesine atık yapılarak bahsi geçen maddede sözü edilen kurumlarda geçen sürenin tamamının kazanılmış hak aylığında sayılacağı ifade edilmiştir.

657 sayılı Kanunun 87 nci maddesi ise şu şekildedir;

Madde 87-

Memurlara;

a) Bu Kanuna tabi kurumlarda,

b) Sermayesinin tamamı Devlet tarafından verilmek suretiyle kurulan iktisadi kurumlar ile sermayesinin yarısından fazlası Devlete ait bankalarda,

c) Özel kanunlarla veya Cumhurbaşkanlığı kararnameleriylekurulan banka ve kuruluşlarda,(1)

ç) Yukarıdaki bentlerde yazılı idare, kuruluş ve bankalar tarafından sermayelerinin yarısından fazlasına katılmak suretiyle kurulan kuruluşlarla bunların aynı oranda katılmaları ile vücut bulan kurumlarda,

…”

Öncelikle belirtmek gerekir ki çoğu belediyelerde, 657 sayılı Kanunun 36C/1 ve C/2 maddeleri kapsamında olup sermayesinin yarısından fazlası belediyelere ait olan şirketlerde mesleğiyle ilgili yaptığı çalışmaların tamamı, yukarıda bahsedilen 87 nci maddenin (ç) bendi kapsamında, memurun kazanışmış hak aylığında sayılmaktadır.

Tabi her uygulamada bazı kafa karışıklıkları olabilmektedir. Bu durumlarda yargı kararları veya görüş yazıları uygulama birliğinin sağlanması adına önem arz etmektedir.

Bu konuya has somut bir yargı kararı bulunmamasına rağmen son dönemlerde yapılan bazı değerlendirmeler mevcut uygulamanın tersi bir yönde işlem tesis edilmesi gerektiği şeklindedir. Yani sözü edilen kurumlarda yapılan çalışmaların tamamı değil 3/4 ünün kazanılmış hak aylığında değerlendirilmesi gerektiği iddia edilmektedir.

Aslında belediye şirketlerinin kamu mu yoksa özel mi sayılması gerektiği geçmişten beri süre gelen bir tartışmadır. Öyle ki net olmayan bu durum kanunlar ve yargı kararları içerisinde de kendini göstermektedir.

Mesela kamu işçilerine ilave tediye verilmesini düzenleyen 6772 sayılı Kanunun birinci maddesinde yer alan belediyeler ve bunlara bağlı teşekküllerifadesinin belediye şirketlerinde çalışan işçileri kapsayıp kapsamadığı dolayısıyla sözü edilenlere ilave tediye ödenip ödenemeyeceğiyle ilgili görülen davada Yargıtay özetle;

 “…Belediyelerin hissedarı olan şirketlerin 6772 sayılı Devlet ve Ona Bağlı Müesseselerde Çalışan İşçilere İlave Tediye Yapılması Hakkında Kanun’da tanımlanan belediyeye bağlı teşekkül sayılmasının mümkün olmadığı, bu sebeple ilave tediye ücreti ödeme yükümlülüğü bulunmadığı gözetilmeksizin talebin kabulüne karar verilmesi isabetli değildir.” Denilerek belediye şirketleri kamu sayılmamıştır.

Dolayısıyla halen belediye şirketlerinde çalışanlar 6772 sayılı Kanunu istinaden kamu işçisine verilen 52 günlük ilave tediyeden faydalanamamaktadır.

Yine belediye şirketlerinin 4982 sayılı Bilgi Edinme Hakkı Kanunu kapsamında olup olmadığına ilişkin Danıştay 10 uncu Dairesinde görülen bir davada (E:2018/3778 ve K:2022/6734) belediye şirketlerinin statüsü üzerine çok geniş bir değerlendirme yapılmış ve nihayetinde belediye şirketlerinin kamu kurumu ve kuruluşu olmadığı sonucuna varılmıştır.

Belediye şirketlerinin statüsü üzerine çıkarımlar içeren bu yargı kararları bir arada değerlendirildiğinde; Belediye şirketlerinin kamu kurumu/kuruluşu sayılmadığı dolayısıyla buralarda çalışılan sürelerin tamamının (657-36C/1ve C/2 kapsamında) memuriyette kazanılmış hak aylığından sayılamayacağı, yalnızca 3/4 ünün değerlendirilebileceği yorumları yapılmaktadır. 

Peki bu konudaki düşüncemiz nedir?

Yukarıda belirttiğimiz Danıştay kararı incelendiğinde kararda gerçekten konumuza ışık tutabilecek ifadelerin yer aldığını görülebilmektedir. Mesela mezkur kararın bir bölümünde;

Ancak yukarıda tanımlanan kavramlar, hukukumuzda genel olarak aktarılan şekilde kabul edilmekle birlikte, yasama organı tarafından kanunların amaç ve kapsamı dikkate alınarak, aynı kavramlar her kanuna özgü olarak farklı şekilde tanımlanabilmekte, bu husus kanun koyucunun takdir yetkisi çerçevesinde kabul edilmektedir. Örneğin, genel yönetim (idare) kavramı, kural olarak yalnızca merkezi yönetimi (idareyi) ifade etmesine rağmen, 5018 sayılı Kamu Mali Yönetimi ve Kontrol Kanunu’nun 3. maddesinin birinci fıkrasında, “Münhasıran bu Kanunun uygulanmasında; a) Genel yönetim kapsamındaki kamu idareleri: Uluslararası sınıflandırmalara göre belirlenmiş olan, merkezî yönetim kapsamındaki kamu idareleri, sosyal güvenlik kurumları ve mahallî idareler” olarak tanımlanmıştır. Aynı şekilde, kamu idaresi kavramı, kural olarak yalnızca merkezi idare ve yerel yönetimleri ifade etmesine rağmen, 6085 sayılı Sayıştay Kanunu’nun 2. maddesinin birinci fıkrasında, “(1) Bu Kanunun uygulanmasında;

… ı) Kamu idaresi: Kamu veya özel hukuk hükümlerine tabi olup olmadığına bakılmaksızın Sayıştay denetimine tabi tüm idare, kuruluş, müessese, birlik, işletme, bağlı ortaklık ve şirketler” olarak tanımlanmıştır.

Denilmektedir.

Aslında kararın içerisinde yer alan “…aynı kavramlar her kanuna özgü olarak farklı şekilde tanımlanabilmekte, bu husus kanun koyucunun takdir yetkisi çerçevesinde kabul edilmektedir.” Cümlesi o kadar açık ve güzel bir cümle olarak karşımızda duruyor ki, burada yapılan aynı kavramların her kanuna özgü olarak farklı şekilde tanımlanabileceği değerlendirmesi konumuz özelinde de referans alınması gereken bir değerlendirmedir. Buna göre aynı kavram yani belediye şirketleri 6772 sayılı Kanun ve 4982 sayılı Kanun özelinde kamu olarak tanımlanmasa da bir başka Kanun özelinde, mesela 657 sayılı Kanunun özelinde, kamu olarak tanımlanabilir. Dolayısıyla bir kanunun belediye şirketlerini kamu olarak tanımlamaması sadece o kanun ile sınırlı düşünülmesi gereken bir durumdur.

Yine 4734 sayılı Kamu İhale Kanunu da bu konuya verilebilecek başka bir örnektir.

4734 sayılı Kamu İhale Kanununun Kapsam başlıklı 2 nci maddesinde;

“Aşağıda belirtilen idarelerin kullanımında bulunan her türlü kaynaktan karşılanan mal veya hizmet alımları ile yapım işlerinin ihaleleri bu Kanun hükümlerine göre yürütülür:

a) (Değişik bend: 01.06.2007 – 5680 S.K/Madde 1)Genel bütçe kapsamındaki kamu idareleri ile özel bütçeli idareler, il özel idareleri ve belediyeler ile bunlara bağlı; döner sermayeli kuruluşlar, birlikler (mesleki kuruluş şeklinde faaliyet gösterenler ile bunların üst kuruluşları hariç), tüzel kişiler.

d) (Değişik bend: 12.06.2002 – 4761 S.K/Madde 10)(a), (b) ve (c) bentlerinde belirtilenlerin doğrudan veya dolaylı olarak birlikte ya da ayrı ayrı sermayesinin yarısından fazlasına sahip bulundukları her çeşit kuruluş, müessese, birlik, işletme ve şirketler.

…”

Buna maddeye göre de sermayesinin yarıdan fazlası belediyeye ait olan şirketler Kamu İhale Kanunu kapsamında sayılmış yani kamu olarak kabul edilmişlerdir.

Sonuç ve değerlendirme;

Konumuz özelinde yoğunlaşmamız gereken noktanın bahsi geçen Danıştay Kararındaki “…yasama organı tarafından kanunların amaç ve kapsamı dikkate alınarak, aynı kavramlar her kanuna özgü olarak farklı şekilde tanımlanabilmekte, bu husus kanun koyucunun takdir yetkisi çerçevesinde kabul edilmektedir.” kısmı olduğu açıktır.

– Bu cümleyi 657 sayılı Kanun özelinde değerlendirecek olursak; mezkur Kanununun 36 ncı maddesinin C bendinin 1 ve 2 nci fıkrasında yer alan “…sınıfına girenlerden memurluğa girmeden önce yurt içinde veya yurt dışında mesleklerini serbest olarak veya resmi veya özel müesseselerde/kurumlarda” ifadelerinden bu sürelerin kamu ve özel sektör olarak farklı işleme tabi tutulacağı,

– Madde metninin devamında yer alan “…bu kanun ve bu kanunun 87 nci maddesinde sözü edilen kurumlarda geçen sürenin tamamı” ifadesinden 87 nci maddeye atıf olduğu ve bahsi geçen maddede sayma yoluyla belirtilen kurum ve kuruluşların kanun koyucu tarafından bir bütün olarak değerlendirildiği,

– Dolayısıyla farklı kanunlarda yapılan düzenlemeler veya kararlar neticesinde varılan hükümlerin bu maddenin uygulamasında dikkate alınamayacağı,

– Yine madde metninde yer alan “…ve geri kalan sürenin 3/4 ü” ifadesinden ise 657 sayılı Kanun ve kanunun 87 nci maddesi kapsamı dışında yer alan kurumlarda mesleğiyle ilgili çalışılan sürelerin anlaşılacağı ortadadır.

İscimemur.net olarak, yukarıda yaptığımız açıklamalar doğrultusunda;

Teknik hizmetler sınıfı, sağlık hizmetleri ve yardımcı sağlık hizmetleri sınıfında yer alan memurların, memuriyete girmeden önce veya memurluktan ayrılarak sermayesinin yarısından fazlası belediyeye ait olan şirketlerde mesleğiyle ilgili yaptığı çalışmaların tamamının kazanılmış hak aylıklarında değerlendirilmesi gerektiğini düşünmekteyiz.

Takdir okuyucunundur…


Telegram kanalımıza katılmak için tıklayın >> t.me/iscimemurnet


iscimemur.net’i twitter da takip etmek ister misiniz? Tıklayın

iscimemur.net özellikle yerel yönetimlerde çalışan memur, işçi ve sözleşmeli personelin çalışma hayatı içerisinde karşılaştıkları özlük veya bordro konularındaki sorulara mevzuatsal dayanakları ile birlikte cevap bulabilecekleri bir platformdur.
Bir Yorum Yazın

Ziyaretçi Yorumları - 0 Yorum

Henüz yorum yapılmamış.