Ticaret Meslek Lisesi Muhasebe bölümü mezunları Teknisyen kadrosunda sözleşmeli olarak çalıştırılabilir mi?
Ticaret Meslek Lisesi Muhasebe bölümü mezunları Teknisyen kadrosunda sözleşmeli olarak çalıştırılabilir mi?
Konu hakkında Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı Çalışma Genel Müdürlüğü tarafından Yerel Yönetimler Genel Müdürlüğüne verilen görüşte Ticaret Meslek Lisesi Muhasebe programı mezunu olan ilgilinin kamu kurum ve kuruluşlarında ‘teknisyen’ unvanlı kadrolara atanmasının uygun olmadığı belirtilerek ilgilinin belediye norm kadro sistemine uygun yürütülmesi gereken sözleşmeli pozisyona atanmasının uygun olmayacağı vurgulandı. Çalışma Genel Müdürlüğünün görüşü şu şekilde…
Ticaret Meslek Lisesi Muhasebe bölümü mezunları Teknisyen kadrosunda sözleşmeli olarak çalıştırılabilir mi?
Т.С.
AİLE, ÇALIŞMA VE SOSYAL HİZMETLER BAKANLIĞI
Çalışma Genel Müdürlüğü
Sayı: E-13487995-045.01-2670408
Konu: Teknisyen unvanlı sözleşmeli personel pozisyonu
Tarih: 05.02.2021
ÇEVRE VE ŞEHİRCİLİK BAKANLIĞINA
(Yerel Yönetimler Genel Müdürlüğü)
İlgi: 19.11.2020 tarihli ve E-83683335-929-244350 sayılı yazınız.
…… belediyesinde, 5393 sayılı Kanunun 49 uncu maddesi kapsamında teknisyen unvanlı sözleşmeli personel pozisyonunda Ticaret Meslek Lisesi Muhasebe bölümü mezunu olan ilgilinin istihdam edilmesinin uygun olup olmadığı hususunda Bakanlığımız görüşünü talep eden ilgi yazı ve ekleri incelenmiştir.
Bilindiği üzere, 657 sayılı Devlet Memurları Kanununun 36 nci maddesinde memurların sınıfları ve bu sınıflar içindeki unvanlar belirtilmiş olup, “II-TEKNİK HİZMETLER SINIFI” bölümünde;
“Bu Kanunun kapsamına giren kurumlarda meslekleriyle ilgili görevleri fiilen ifa eden ve meri hükümlere göre yüksek mühendis, mühendis, yüksek mimar, mimar, jeolog, hidrojeolog, hidrolog, jeofizikçi, fizikçi, kimyager, matematikçi, istatistikçi, yöneylemci (Hareket araştırmacısı), matematiksel iktisatcı, ekonomici ve benzeri ile teknik öğretmen okullarından mezun olup da, öğretmenlik mesleği dışında teknik hizmetlerde çalışanlar, Mimarlık ve Mühendislik Fakültesi veya bölümlerinden mezun şehir plancısı, yüksek şehir plancısı, yüksek Bölge Plancısı, 3437 ve 9/5/1969 tarih 1177 sayılı Kanunlara göre tütün eksperi yetiştirilenler ile müskirat ve çay eksperleri, fen memuru, yüksek tekniker, tekniker teknisyen ve emsali teknik unvanlara sahip olup, en az orta derecede mesleki tahsil görmüş bulunanlar, Teknik Hizmetler sınıfını teşkil eder.” hükmü,
“X-YARDIMCI HİZMETLER SINIFI” bölümünde;
“Yardımcı hizmetler sınıfi, kurumlarda her türlü yazı ve dosya dağıtmak ve toplamak, müracaat sahiplerini karşılamak ve yol göstermek; hizmet yerlerini temizleme, aydınlatma ve isıtma işlerinde çalışmak veya basit iklim rasatlarını yapmak; ilaçlama yapmak veya yaptırmak veya tedavi kurumlarında hastaların ve hastanelerin temizliği ve basit bakımı ile ilgili hizmetleri yapmak veya kurumlarda koruma ve muhafaza hizmetleri gibi ana hizmetlere yardımcı mahiyetteki görevlerde her kurumun özel bünyesine göre ve yine bu mahiyette olmak üzere ihdasına lüzum gördüğü yardımcı hizmetleri ifa ile görevli bulunanlardan 4 üncü maddenin (D) bendinde tanımlananların dışında kalanları kapsar.”
hükmü ile hangi görevlerin teknik ve yardımcı hizmetler sınıfında olduğu belirtilmiştir.
Mezkur maddenin “Ortak Hükümler” bölümünün (G) bendinde ise;
“Bu maddede sayılan sınıfların ve fıkraların kapsamının tayininde, benzeri veya eşdeğer öğrenim veya hizmetler; Cumhurbaşkanınca tespit olunur.” hükmüne yer verilerek, Cumhurbaşkanınca genel hükümler çerçevesinde hizmet sınıflarının kapsamının değiştirilmesi imkanı tanınmıştır.
Diğer taraftan, 29/04/1992 tarihli ve 3795 sayılı Bazı Lise, Okul ve Fakülte Mezunlarına Unvan Verilmesi Hakkında Kanunun “Amaç” başlıklı 1 inci maddesinde;
“Bu Kanunun amacı, mühendis ve mimarlar dışında kalan teknik personelin; eğitim seviyelerine göre unvan, yetki ve sorumluluklarını belirlemektir.” hükmüne, 09/12/2016 tarihli ve 29913 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren 6764 sayılı Kanunun 50’nci maddesi ile değişik 3 üncü maddesinde ise;
“Gördükleri mesleki teknik öğretim alanlarına göre;
a) Mesleki ve teknik öğretim veren ortaöğretim kurumlarından mezun olanlar ile denkliği Milli Eğitim Bakanlığınca kabul edilen diğer mesleki ve teknik öğretim veren ortaöğretim kurumlarından mezun olanlar ve bu okullara denk mülga okullardan mezun olanlara “teknisyen”.
b) Lise üstü iki yıl süreli yüksek teknik öğretim görenlere, “tekniker”,
c) Lise üstü üç yıl süreli yüksek teknik öğretim görenlere, “yüksek tekniker”,
d) Lise üstü dört yıl süreli yüksek teknik öğretim gören erkek teknik öğretmen okulu, erkek teknik yüksek öğretmen okulu, yüksek teknik öğretmen okulu ve teknik eğitim fakültesi mezunları ile kız teknik öğretmen okulu, kız teknik yüksek öğretmen okulunun ve mesleki eğitim fakültesinin teknik eğitim veren bölümlerinden mezun olanlara “teknik öğretmen”,
e)Teknik öğretmen unvanını kazananlar için Yükseköğretim Kurulunca belirlenen mühendislik fakültelerince düzenlenecek iki yarıyıl süreli mühendislik eğitimi tamamlama programını en fazla dört yarıyıl içinde bitirenlere dallarında “mühendis”,
Unvanı verilir.
Bu unvanlar, eğitim görülen dalın ismi ile birlikte kullanılır.”
hükmüne yer verilmiştir. Söz konusu hükümlerden 3795 sayılı Kanunun, ilgililerin mezun oldukları okulun eğitim seviyesi ve niteliğine göre hangi unvanı kullanabileceklerini ve bu unvanlar doğrultusunda meslekte hangi yetki ve sorumluluklara sahip olacaklarını belirlemeyi amaçladığı anlaşılmaktadır.
3795 sayılı Kanunda yer alan hükümler doğrultusunda ortaöğretim düzeyinde mesleki teknik öğretim alanlarına göre “teknisyen” unvanlarının kimler tarafından kullanılacağı Milli Eğitim Bakanlığı’nca belirlenmektedir.
Milli Eğitim Bakanlığı ve Yükseköğretim Kurulu Başkanlığı’nca kimlerin tekniker, teknisyen ve mühendis unvanlarını kullanacağına ilişkin belirlemeler hem kamu hem de özel sektörde istihdam açısından büyük önem arz etmektedir. Zira, kamu kurum ve kuruluşlarına açıktan ilk atamada, 3713 sayılı Kanun kapsamında yapılan atamalarda, kamu kurum ve kuruluşlarının görevde yükselme ve unvan değişikliği mahiyetindeki atamalarında Milli Eğitim Bakanlığı ile Yükseköğretim Kurulu Başkanlığı tarafından yapılan belirlemeler esas alınarak işlem tesis edilmektedir.
Ancak kamu personeli ile kamu hizmetini birbirine bağlayan ve kamu yönetiminin belli amaçlara ulaşmasında bir araç olarak kabul edilen kadro; yürütülecek kamu görevinin nitelik ve sınırları, görev, görevin ait olduğu birim, görevin karşılığı olan maaş ve görevi yerine getiren personel unsurlarıyla çevrelenmiştir. Türk kamu yönetiminde 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu, 2 sayılı Genel Kadro ve Usulü Hakkında Cumhurbaşkanlığı Kararnamesi ve diğer ilgili mevzuat ile oluşturulan kadro yapılanmasında, bu unsurlardan kadro-görev ilişkisi ön plana çıkmakta ve personelin işgal ettiği kadro, belirli yetki ve sorumlulukları içeren görevler ile bağlantılı olmaktadır. Bu anlamda, belirli bir sınıf içinde yer alan görev grupları için öngörülen bir kadro, bu görevlerin özet ve bütünleşmiş halini yansıtmaktadır.
Diğer taraftan, bir kadroya atanabilmek için belli okullardan mezun olma şartı (diploma) yanında, yaygın eğitim kurumlarınca düzenlenen eğitim programlarını tamamlama (sertifika) şartı da öngörülebilmektedir. Bu anlamda bir kadroya atanabilecek adaylar, farklı kaynaklardan temin edilebilmektedir.
Bununla birlikte 5393 sayılı Belediye Kanunun 49 uncu maddesinde “…Belediye ve bağlı kuruluşlarında, norm kadroya uygun olarak çevre, sağlık, veterinerlik, teknik, hukuk, ekonomi, bilişim ve iletişim, plânlama, araştırma ve geliştirme, eğitim ve danışmanlık alanlarında avukat, mimar, mühendis, şehir ve bölge plâncisı, çözümleyici ve programcı, tabip, uzman tabip, ebe, hemşire, veteriner, kimyager, teknisyen ve tekniker gibi uzman ve teknik personel yıllık sözleşme ile çalıştırılabilir. Sözleşmeli personel eliyle yürütülen hizmetlere ilişkin boş kadrolara ayrıca atama yapılamaz. Bu personelin, yürütecekleri hizmetler için ihdas edilmiş kadro unvanının gerektirdiği nitelikleri taşımaları şarttır.” Hükmü yer almakta olup mezkur maddede belediyelerde sözleşmeli personel istihdam biçimi özel olarak düzenlenmiş ve belediye norm kadro ilke ve standartlarına uygun olma koşulu öngörülmüştür.
Bu kapsamda, belli görevleri yürütmek için oluşturulan bir kadro dışında aynı görevler için farklı kadroların oluşturulması veya farklı kadrolarda aynı görevi yapan personelin bulunması kadro rejimini bozucu bir etkiye kapı aralamaktadır. Kamu kurum ve kuruluşlarına kurumsal ihtiyaçları doğrultusunda yapılacak kadro ihdası ve kadro değişikliği durumunda, bu hizmetler için öngörülen ve 2 sayılı Cumhurbaşkanlığı Kararnamesi eki cetvellerde yer alan aşçı, terzi, muhasebeci vb. kadro unvanlarının teknisyen kadrolarına dönüştürülmesi kadro sistemimizde köklü değişiklikleri beraberinde getirebilecektir. Bu anlamda, aynı görevleri yapan farklı kadro unvanları karşımıza çıkabileceği gibi teknisyen kadro unvanında inşaat teknisyeni, elektrik teknisyeni, harita teknisyeni veya 3795 sayılı Kanun kapsamına alınan yeni bölümlerle beraber mutfak teknisyeni, muhasebe teknisyeni gibi yeni kadro unvanları oluşturulmasına kadar gidecek sonuçlara yol açabilecektir.
Yukarıda ifade edilen değerlendirmeler, Yükseköğretim Kurulu Başkanlığı tarafından 2547 sayılı Kanun kapsamında önlisans düzeyinde yer alan ve teknik öğrenim olduğu kabul edilen bölümlerden mezun olarak “tekniker” unvanı verilenler bakımından da geçerli olmaktadır. Yükseköğretim Kurulu Başkanlığı, 2547 sayılı Kanunun 43/b maddesinin verdiği yetki çerçevesinde teknik olarak nitelediği birçok bölüm mezununun tekniker unvanını kullanabileceğine karar vermektedir.
Ancak, Yükseköğretim Kurulu Başkanlığı Milli Eğitim Bakanlığı’ndan farklı olarak mesleki ve teknik öğretim temelinde ikili bir ayrıma gitmekte ve teknik bölüm mezunları için “tekniker” unvanının, mesleki bölüm mezunları için ise “meslek elemanı” unvanının kullanılmasını uygun görmektedir. Milli Eğitim Bakanlığı’nca tüm teknik ve mesleki tüm eğitim alanlarının teknik bölüm olarak değerlendirilmesine karşın, söz konusu bölümlerin çoğunluğunun yükseköğretim kurumlarındaki devamı niteliğindeki eğitim programları için Yükseköğretim Kurulu Başkanlığı mesleki bölüm nitelendirmesini yapmaktadır. Örnek verilecek olursa bu yazının konusunu oluşturan ortaöğrenim düzeyindeki “muhasebe” bölüm mezunlarına “teknisyen” unvanı verilmesi öngörülürken, iki yıllık yükseköğrenim düzeyinde “muhasebe” bölümü mezunları meslek elemanı olarak değerlendirilmektedir. Aynı bölüm mezunlarına farklı öğrenim düzeylerinde farklı belirlemelerin yapılması uygulamada sıkıntılara sebebiyet vermesinin yanında mevcutta yer alan kadro yapılanmasında da bozucu etki yaratmaktadır.
Mesleki teknik ortaöğretim kurumları bünyesinde yer alan ve kendilerine teknisyen unvanı verilen bazı bölüm mezunları ile Yükseköğretim Kurulu Başkanlığı tarafından teknik öğrenim olduğu kabul edilen ve kendilerine tekniker unvanı verilen bazı bölüm mezunlarının halen görev yaptıkları farklı hizmet sınıfındaki kadrolarının hizmet sınıflarının, teknik hizmetler sınıfı olarak değiştirilmesi talepleri de ortaya çıkabilecek olası sonuçlardan biri olarak karşımızda durmaktadır.
Bu itibarla, mesleki teknik ortaöğretim kurumları bünyesinde yer alan bazı bölüm mezunları ile Yükseköğretim Kurulu Başkanlığı tarafından teknik öğrenim olduğu kabul edilen bazı bölüm mezunlarının halen yürüttükleri görevlere ilişkin farklı unvanlı kadroların (aşçı, şoför, muhasebeci vb.) 2 sayılı Cumhurbaşkanlığı Kararnamesi eki kadro unvanları arasında da yer alması nedeniyle teknisyen ve tekniker kadrolarına atanmaları halinde, bu unvanlara sahip olmayıp aynı veya benzer işi yapan personelin farklı özlük haklarına sahip olması sonucunu ortaya çıkaracağı, kadro ve unvan standardizasyonunun bozulacağı, dolayısıyla kamu personel sistemindeki bütünlük ve uyum ile kamu kurumlarındaki çalışma barışının olumsuz yönde etkileneceği değerlendirilmektedir.
Yukarıdaki yer verilen hüküm ve açıklamalar birlikte değerlendirildiğinde; Milli Eğitim Bakanlığınca ortaöğretim mezunları için belirlenen unvanların gerek eğitim görülen dalın ismi ile birlikte kullanılmasının belirtildiği, gerek kamu personel sistemine ilişkin yukarıda yer verilen çekinceleri barındırması açısından Ticaret Meslek Lisesi Muhasebe programı mezunu olan ilgilinin kamu kurum ve kuruluşlarında ‘teknisyen’ unvanlı kadrolara atanmasının uygun olmadığı dolayısıyla belediye norm kadro sistemine uygun yürütülmesi gereken sözleşmeli pozisyona atanmasının uygun olmadığı değerlendirilmektedir.
Arz ederim.
Tavsiye Yazı: Teknik Eğitim Fakültesi mezunları tekniker kadrosuna atanabilir mi? Tıklayın
Görüş Arama Sayfamız İçin Tıklayın
Görevde Yükselme ve Unvan Değişikliği Sınavı Denemeleri İçin Tıklayın
merhaba…. ben beldiyede taşeron personeli olarak çalışıyorum. ticaret meslek lisesi muhasebe bölümü mezunuyum.. acaba benim teknisyen olarak başvurum belediyeden kabül edilir mi… bi kaç yerde mahkeme ticaret meslek lisesi mezunlarına teknisyen unvanı verilir yazıyordu… haberin doğruluk kaynağı nedir acaba sizden bu konuda bilgi almak istiyorum.
Merhaba;
Mahalli idareler unvan değişikliği yönetmeliğine göre teknisyen kadrosuna atanmak için;
Mesleki ve teknik öğretim veren ortaöğretim kurumlarının veya denkliği Milli Eğitim Bakanlığınca kabul edilen diğer mesleki ve teknik öğretim veren ortaöğretim kurumlarının ya da bu okullara denk mülga ortaöğretim kurumlarının ilgili bölümlerinden mezun olmak gerekir.
Dolayısıyla sadece mesleki değil aynı zamanda teknik eğretim veren ortaöğretim kurumlarından mezun olmak gerekeceğinden ticaret meslek lisesi mezunlarının teknisyen kadrosuna atanamayacağını değerlendiriyorum.
Merhabalar,ben muhasebe ve vergi uygulamaları mezunuyum belediyede sözlesmeli olarak çalışabilir miyim acaba?