Ücret Kesme Cezası Hakkında Bilinmesi Gereken Her Şey

Ücret Kesme Cezası (Yevmiye Cezası) hem işçi hem de işveren açısından oldukça önemli bir konudur. Böylesi önemli bir konuda bilinmesi gereken her şey yazımızda… (Okuma Süresi: 3 dk)

Ücret Kesme Cezası Hakkında Bilinmesi Gereken Her Şey
Yayınlama: 25.06.2021
A+
A-

Ücret Kesme Cezası Hakkında Bilinmesi Gereken Her Şey

Ücret Kesme Cezası Nedir, Dikkat Edilmesi Gereken Hususlar Nelerdir? İşçi ve işveren açısından ücret kesme cezası en çok merak edilen konuların başında gelir. Bu yazımızda ücret kesme cezası hakkında bilinmesi gereken her şeyi tüm detayları ile birlikte anlattık.

Bir iş sözleşmesine dayanarak çalışan gerçek kişiye işçi, işçinin iş görmeyi buna karşın işvereninde ücret ödemeyi üstlenmesiyle oluşan sözleşmeye ise iş sözleşmesi denir.

İşçi ile işverenin birbirlerine karşı bazı görev ve sorumlulukları vardır. İşçinin sorumlulukları iş yapma, sadakat, işverenin talimatlarına uyma, rekabet etmeme, teslim ve hesap verme borcu olarak sıralanabilir. İşverenin işçiye karşı sorumluluklarının başında ise ücret ödeme borcu gelmektedir.

Ücret işçinin iş görme borcunu yerine getirmesi karşılığında kazandığı bir haktır. Ücret aynı zamanda işçinin ve bakmakla yükümlü olduğu ailesinin temel ve genellikle de tek geçim kaynağıdır.

(Bu arada sigortalı çalışan bir işçinin ek gelir elde etmek maksadıyla ek bir iş yapıp yapamayacağı veya işyeri açıp açamayacağı konusundaki yazımızı buraya tıklayıp okuyabilirsiniz. https://iscimemur.net/sigortali-calisan-bir-isci-ek-is-yapabilir-mi-veya-isyeri-acabilir-mi/)

Hal böyle olunca ücretin önemi çok daha belirgin hale gelmektedir. Çünkü ücret hem işçinin hem de onun ailesinin temel geçim kaynağıdır.

Bir işyeri düşününki birçok çalışanı vardır. Haliyle işin sağlıklı, doğru ve verimli bir şekilde yürütülebilmesi için bu iş yerinde bir takım kuralların olması da şarttır. Peki o iş yerinde düzenin sağlanması ve işin yürütülmesi için uyulması gereken kurallara riayet edilmezse ne olacaktır?

Tabi ki işlenen fiile göre uygulanacak yaptırım da değişir. Bu yaptırımlar uyarma cezasından tutunda işçinin iş sözleşmesinin haklı nedenle feshedilmesine kadar uzanır. İşte bu yaptırımlardan bir tanesi de İş Kanunu’nun 38. Maddesinde düzenlenen ücret kesme cezasıdır. Daha bilinen adıyla yevmiye cezası.

Ücret Kesme Cezası Hakkında Uyulması Gereken Kurallar

  • Öncelikle şunu belirtmek gerekir ki; işveren toplu sözleşme veya iş sözleşmesinde gösterilmemiş hiçbir cezayı uygulayamaz. Yani ücret kesme cezası verilecekse bu cezanın toplu sözleşme veya iş sözleşmesinde bir karşılığının olması gerekir. Aksi takdirde hukuk düzeninin önemli bir parçası olan “Belirlilik İlkesine” uyulmamış olunur. Sözleşmelerde hangi fiillerin hangi cezayı gerektirdiği açıkça belirtilmelidir ki işçi bunu bilerek davranışlarını ona göre düzenleyebilsin. Burada ki ceza gerektirecek fiillerden kasıt elbette ki işin yürütülmesi ve işyerinin düzenine ilişkin olanlardır.
  • İkinci olarak işçinin ücretinde yapılacak kesinti kendisine derhal sebepleriyle birlikte bildirilmelidir. Bu kurala uymayan ya da 38. maddeye aykırı olarak ücret kesme ezası veren işveren ise, iş kanununun 102/b maddesi gereğince, 1.145 TL (2021 yılı için) idari para cezasına çarptırılır.
  • İşçinin ücretinde yapılacak kesinti bir ayda iki gündeliğinden, parça başına yahut iş miktarına göre ücret alınıyorsa işçinin iki günlük kazancından fazla olamaz. Buradaki iki gündelik veya iki günlük ücret/kazanç elbette ki üst sınırdır. Toplu sözleşmelerle veya iş sözleşmeleriyle bu tutarlar düşürülebilir. Yalnız bir fiile uygulanacak cezanın işçinin iki gündeliğinden daha fazla olabileceği de unutulmamalıdır. Buradaki ayrıntı bir ayda iki gündelikten fazla kesilemeyeceği yönündedir. Yoksa işçiye işlediği bir fiilden dolayı dört ücret kesme cezası verilerek bu ceza iki aylık zaman dilimine yayılmak suretiyle de uygulanabilir.

Kesilen paralar nereye aktarılır? Ücret kesme cezası uygulayan işveren kestiği tutarları Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığının ilgili hesaplarına, bir ay içerisinde, aktarmak zorundadır. Ayrıca işveren bu paraların ayrı bir hesabını da tutmak zorundadır.

(Çalışma Ve sosyal Güvenlik Bakanlığının ilgili hesabını görmek için buraya tıklayabilirsiniz. https://www.csgb.gov.tr/isci-ceza-paralari/icp_bankahesapnumarasi/)

Kesilen Paralar Nasıl Değerlendiriliyor? Kesilen paralar işçilerin eğitimi ve sosyal hizmetler için kullanılacak olup nereye ne kadar ödeneceği ise Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanının başkanlık edeceği ve işçi temsilcilerinin de katılacağı bir kurul tarafından belirlenmektedir.

Dikkat Edilmesi Gereken Diğer Önemli Hususlar

  1. İşveren ücret kesme cezasını kanuna aykırı olarak fazla uygulaması durumunda 4857 sayılı İş Kanunu’nun 102/b maddesi gereğince 1.145,00 TL idari para cezasına katlanmak zorunda kalacağı gibi fazlaca kesilen tutarları da işçiye iade etmek zorundadır. Toplu sözleşmede veya iş sözleşmesinde belirtilmeyen bir husustan dolayı işverenin bir ceza uygulaması veya daha hafif bir ceza gerektiren eylem için sözleşmede belirtilen cezadan daha ağır bir ceza verilmesi durumunda ise işçi iş sözleşmesini haklı nedenle feshedebilir. Bu durumda ise işveren ihbar ve kıdem tazminatını ödemek zorunda kalacaktır.
  2. Ceza uygulanmadan önce işçinin savunması alınmalı mıdır? Disiplin cezası verilmeden önce işçinin savunmasının alınmasını şart koşan bir kanun maddesi yoktur. Fakat toplu sözleşmelere buna yönelik madde koyulabileceği, koyulmuş ise de muhakkak uyulması gerektiği unutulmamalıdır. Her ne kadar Yargıtay’ın, sırf işçinin savunmasının alınmamış olmasının disiplin işlemini haksız kılmayacağı yönünde bir kararı olsa da savunma hakkını insani bir hak olarak görerek işlenen fiil karşısında işçinin savunması almak daha doğru olacaktır.
  3. Ücret kesme cezası işçinin prim ödeme gün sayısında bir değişikliğe neden olmaz. Çünkü işçi işine devam etmekte ve çalışmasını sürdürmektedir. O sebeple işçinin primleri tam bildirilecektir.
  4. İşlenen bir fiil için iki ayrı ceza uygulanamaz. Örneğin bir disiplin suçu nedeniyle hem uyarma cezası hem de ücret kesme cezası uygulanmamalıdır. Ya da hem ücret kesme cezası verilip hem de ardından işten çıkarma cezası verilmemelidir. Böyle durumlarda işten çıkarma işlemi iş sözleşmesinin işveren tarafından haksız nedenle feshedilmesi olarak kabul edilir ve kıdem ve ihbar tazminatının ödenmesini gerektirir. Zira Yargıtay bir kararında “Aynı eyleme iki ayrı ceza verilemeyeceğinden davacının iş akdinin feshi haksız olup, kıdem ve ihbar tazminatı taleplerinin kabulü gerekmektedir.” Şeklinde karar vermiştir. )İlgili Yargıtay Kararı için buraya tıklayınız. https://karararama.yargitay.gov.tr/YargitayBilgiBankasiIstemciWeb/)

Sonuç:

Ücret hem işçinin hem de bakmakla yükümlü olduğu ailesinin en temel geçim kaynağıdır. Dolayısıyla ücret üzerinde yapılacak işlemlere çok dikkat edilmelidir. Elbette işverende işyerindeki düzenin ve üretimin devamlılığını sağlamak için bir takım kurallar uygulayacaktır. Kurallara uyma noktasında zaman zaman bazı problemlerin yaşanması da gayet normaldir. Kanun koyucu böyle durumları öngörerek ücret kesme cezası gibi bir kontrol mekanizması getirmiştir. Bu hem işçiyi, işvereni hem de işyerini korumaya yönelik bir yaptırımdır. Şimdi akla işçinin maaşı üzerinde yapılan kesintilerin onu nasıl koruyacağı hususu gelebilir. Şöyle ki; işverene ücretten kesme cezası gibi bir yol, bir yöntem göstererek bazı eylemlere karşı uygulanacak cezalar hafifletilebilir. Örneğin işveren iş sözleşmesini direkt feshetmektense işçinin bazı fiillerini ücret kesme cezası ile cezalandırabilmekte böylece işçide mevcut işini kaybetmemektedir. Ayrıca yapılan kesintilerde işverene bırakılmayarak işverenin bu konuyu suiistimal etmesinin önüne geçilmektedir.

İşveren ve işyeri açısından ise, işçi kendisinin ve ailesinin en temel geçim kaynağı olan ücreti üzerinde yapılabilecek kesintilere muhatap olmamak adına işini daha özenle yerine getirecek ve işin yürütülmesine yönelik uyulması gereken kurallara daha dikkatli bir şekilde riayet edecektir. Buda hem işin doğru ve verimli bir şekilde sürdürülmesi hem de işverenin karlılığı açısından faydalı olacaktır. O yüzden bu husus işverenlerce hakkaniyetli bir şekilde uygulanarak 38. madde ile amaçlanan ne ise o elde edilmelidir. Ayrıca çoğu olay için herkesin ikinci bir şansı hak ettiği hususu da daima göz önünde bulundurulmalıdır.

Bir Yorum Yazın

Ziyaretçi Yorumları - 0 Yorum

Henüz yorum yapılmamış.