Belediyelerde personel gider oranı nasıl hesaplanır?
Daha önceki yazımızda belediyelerin personel gider oranıyla ilgili kısa ve önemli bilgiler paylaşmış ve personel gider oranın yasal sınırlar içerisinde olmasının öneminden bahsetmiştir.
Bu yazımızda ise personel gider oranının hesaplanmasına ilişkin Sayıştay Kararları ve Bakanlık görüşleri ışığında iki farklı yöntem ele alınacaktır. Zira bu konu belediyeler arasında uygulama birliğinin olmadığını düşündüğümüz bir konudur.
Kanun’un kelime anlamına baktığımızda en genel ifadeyle; Devletin yetkili organlarınca meydana getirilen hukuk kuralları olarak tanımlanmaktadır. Kanunların uygulanması esnasında uygulamaya esas farklı soruların meydana gelmesi ve idarelerce farklı uygulamaların ortaya konulması durumunda gerek yetkili kurumlarca verilen görüşler gerekse benzer hususlarda yargı mercileri tarafından verilen kararlar yol gösterici olup uygulama birliğinin sağlanması noktasında önemli iş görmektedirler.
Bilindiği üzere 5393 sayılı Belediye Kanunu’nun 49 uncu maddesinde “Belediyenin yıllık toplam personel giderleri, gerçekleşen en son yıl bütçe gelirlerinin 213 sayılı Vergi Usul Kanununa göre belirlenecek yeniden değerleme katsayısı ile çarpımı sonucu bulunacak miktarın yüzde otuzunu aşamaz. Nüfusu 10.000’in altında olan belediyelerde bu oran yüzde kırk olarak uygulanır. Yıl içerisinde aylık ve ücretlerde beklenmedik bir artışın meydana gelmesi sonucunda personel giderlerinin söz konusu oranları aşması durumunda, cari yıl ve izleyen yıllarda personel giderleri bu oranların altına ininceye kadar yeni personel alımı yapılamaz. Yeni personel alımı nedeniyle bu oranın aşılması sebebiyle oluşacak kamu zararı, zararın oluştuğu tarihten itibaren hesaplanacak kanuni faiziyle birlikte belediye başkanından tahsil edilir. Personelin her türlü alacakları zamanında ve öncelikle ödenir.” hükmü yer almaktadır.
Bu maddenin uygulanması sırasında ortaya çıkan bazı sorular idarelerin aynı konuda farklı uygulamalar benimsemesine neden olmaktadır.
Aşağıda zikredilen soruların her biri aslında ayrı bir yazı konusu olabilecek kadar önemli sorulardır. Fakat konu bütünlüğünü sağlamak adına tüm bu soruları bir araya toplayıp değerlendirmemizi bu şekilde yapmanın daha faydalı olacağını düşünüyoruz.
Bu soruları şu şekilde sıralayabiliriz;
1-) Belediyenin yıllık toplam personel giderleri cari yılsonunda netleşecektir. Yılın sonu gelmeden yapılacak personel alımlarda nasıl bir yol izlenmelidir?
2-) Yıl içerisinde aylık ve ücretlerde beklenmedik bir artışın meydana gelmesinden ne anlaşılmalıdır?
3-) Personel alımından sonra aylık ve ücretlerde artış olması nedeniyle personel giderinin yasal sınırı aşması halinde bu durum kamu zararı olarak değerlendirilir mi?
4-) Personel gider oranı nasıl hesaplanır?
5-) Sayıştay’ın konuya bakış açısı nedir?
5-Bu konu ile ilgili tereddütlerin giderilmesi için nasıl bir düzenleme yapılmalı veya uygulanmalı?
Değerlendirmelerimiz;
5393 sayılı Belediye Kanunu’nun 49 uncu maddesinde belediyenin yıllık toplam personel giderleri ifadesi bulunmasına rağmen yıl tamamlanmadan yapılacak alımlarla ilgili bir açıklamaya yer verilmemiştir. Ayrıca bu hususu düzenleyen başkaca bir mevzuatta bulunmamaktadır. Dolayısıyla bu hususla ilgili boşluk yetkili kurumların görüşleri ile denetimle yetkili kurumların kararları doğrultusunda doldurulmaya çalışılmaktadır.
Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı Yerel Yönetimler Genel Müdürlüğünün personel gider oranı hesaplamasına ilişkin istikrar kazanmış görüşlerinde özetle;
“….
Bu çerçevede, personel istihdamına karar verildiği ay itibarıyla cari yılda Mahalli İdareler Detaylı Hesap Planının 830.01-Personel Giderleri (830.01.01-Memurlar+830.01.02-Sözleşmeli Personel+830.01.03-İşçiler+830.01.04-Geçici Personel+830.01.05-Diğer Personel) bütçe tertibinde gerçekleşen tutarlar ile gelecek zam ve iyileştirmeler göz önünde bulundurularak henüz ödeme yapılmayan ve yıl sonuna kadar ödenmesi tahmin edilen tutarların toplamı cari yıl personel giderlerini oluşturmaktadır.” denilmektedir.
Bu görüşten anlaşılan yeni personel istihdamında yıllık tahmini personel giderinin hesaplanması ve bu doğrultuda bir personel gider oranının tespit edilmesi gerektiğidir.
Yıl içinde yeni personel istihdam eden ve bu yöntem ile tahmini personel gider oranı hesaplaması yapan belediyenin yılsonu geldiğinde çeşitli nedenlerle eğer personel gider oranı yasal sınırı aşmışsa, personel alımının yapıldığı aydan itibaren kamu zararı kararı verilebilecektir.
Aslına bakılırsa bu husus ile birlikte uygulamanın ikinci boyutu olan denetim süreçleri başlamaktadır.
Bu konuya örnek olarak Sayıştay Temyiz Kurulunun 16.02.2016 tarihli kararı verilebilir.
Bu kararda özetle;
“… Diğer bir husus olarak; “belediyenin yıllık toplam personel giderleri” ancak yılsonu itibariyle netleşip kesin halini alacağına ve bu durumda yasal sınırın aşılıp aşılmadığı ancak yılsonunda belli olacağına göre; 2011 yılı başında ve ilerleyen aylarda henüz aşılmamış olan sınırın, yılsonu itibariyle aşılıp aşılamayacağı da önceden belli olmadığına göre, personel alımının yapıldığı ayda veya aylarda aşılmamış olan; ancak, aylar itibariyle yapılacak ödemelerle son aylarda veya yılsonunda gerçekleşmesi muhtemel olan sınır aşımından dolayı-sonucu öngöremedikleri gerekçesi ile uygulayıcıların sorumlu tutulup tutulamayacağı sorunu önem kazanmaktadır.
Kanun hükmünde bu konuda açıklık olmayıp, bu hususlar başka bir mevzuatla veya düzenleyici işlem ile de açıklığa kavuşturulmamıştır. İlam hükmünde de, bu konuda bir açıklama veya yorum yapılmamıştır. Diğer taraftan; yıl sonu itibariyle gerçekleşmiş personel gideri toplamının yasal sınırı aştığı tespitine istinaden, o yıl içerisinde yeni alınmış olan personele yıl boyunca yapılmış olan bütün giderlerin kamu zararı olarak alınıp alınamayacağı hususunun da açıklığa kavuşturulması gerekmektedir.
….
Bu durumda, ilk defa yapılan alımların büyük çoğunluğu Nisan ayında yapıldığına göre, yasal sınırın aşılıp aşılmadığına ilişkin kıyaslamanın öncelikle bu ay itibariyle yapılması gerektiği düşünülmektedir. Bunun için de Mart ayına ilişkin Mizan kayıtlarından, Mart ayı sonu itibariyle gerçekleşmiş bütçe giderleri toplamının tespit edilerek, alımların yapıldığı 15 Nisan 2011 tarihi itibariyle belirlenen tutarın yasal sınırı aşıp aşmadığının tespit edilmesi gerekmektedir. Daha sonra ise, takip eden aylarda her ay sonu mizan tutarı itibariyle kıyaslama yapılarak, yeni alımı yapılan personele yasal sınırın aşıldığı aydan itibaren yapılan ödemelerin kamu zararı olup olamayacağının değerlendirilmesi gerekmektedir.
…
Bu hususların da değerlendirmede göz önüne alınması; belirlenmiş olan yasal sınırın aşılmasında önceden öngörülemeyen bu ödemelerin etkin olup olmadığının ve bu nedenle kişilere sorumluluk yüklenip yüklenemeyeceğinin değerlendirilmesi gerekmektedir.
…
Dosyada bulunan belgeler üzerinde yapılan incelemede, Belediyeye yeni alındığı belirtilen 40 adet personelden; 9 adedinin nakil yolu ile gelmiş memurlar olduğu (1,2,3,4 ve 6.aylarda birer kişi,8.ayda 2 kişi,9.ayda 1 kişi,11.ayda 1 kişi) 4 adet personelin daha önce sözleşmeli iken 4.ayda memur kadrosuna geçirildikleri, 26 adedinin (itfaiye eri) 4.ayda alınıp göreve başlatıldığı, 15 Nisan 2011 itibariyle 34 adet personelin göreve başlamış durumda olduğu, 1 adet personelin 6.ayda alınıp göreve başlatıldığı anlaşılmıştır. Bu durum karşısında, Kanun hükmünün nasıl anlaşılacağı ve buna göre uygulamanın nasıl yapılacağı sorunu ortaya çıkmaktadır. 2011 yılı içerisinde yapılan personel alımlarının büyük çoğunluğu Nisan ayında yapıldığına göre, yasal sınırın aşılıp aşılmadığına ilişkin kıyaslamanın öncelikle bu ay itibariyle yapılması gerektiği düşünülmektedir. Bunun için de Mart ayına ilişkin Mizan kayıtlarından, Mart ayı sonu itibariyle gerçekleşmiş bütçe giderleri toplamının tespit edilerek, alımların yapıldığı 15 Nisan 2011 tarihi itibariyle belirlenen tutarın yasal sınırı aşıp aşmadığının tespit edilmesi gerekmektedir. Daha sonra ise, personel alımlarının yapıldığı Haziran (1personel), Ağustos (2 personel), Eylül (1 personel) ve Kasım (1 personel) ayları itibariyle bu değerlendirmenin yapılması gerekmektedir.
Diğer taraftan; yukarıda belirtildiği üzere, Belediyeye alınan 40 adet personelden, 9 adedinin nakil yolu ile gelmiş memurlar olduğu (1,2,3,4 ve 6.aylarda birer kişi, 8.ayda 2 kişi, 9.ayda 1 kişi,11.ayda 1 kişi) anlaşılmıştır. Bunun “yeni personel alımı” olarak değerlendirilemeyeceği düşünülmektedir.
Yine, naklen gelen personel dışında, 6.ayda alınan 1 personel hariç diğer bütün personelin,15.04.2011 ve daha öncesinde göreve başlatıldıkları anlaşılmıştır. Yasal sınırın aşılıp aşılmadığına ilişkin kıyaslamanın bu tarih itibariyle yapılması gerektiği düşünüldüğünde, yasal sınırın aşılmadığı anlaşılmaktadır.
Yeni personel istihdamında oran aşılmıyorsa sonraki aylarda oluşan personel giderlerinin kümülatif artışı sonucu bu oranın aşılmasında mali yaptırımın olamayacağı düşünülmektedir. Önemli olan yeni personel alımındaki oranın aşılıp aşılmamasıdır. Hesaplanan her oran hesaplanan zamana göre değişiklik gösterecektir. Örneğin Nisan ayındaki oran ile Ekim ayındaki (personel gideri artışı olduğu için) oran ile aynı olmayacaktır. Bu nedenle her yeni personel alımında bu oran hesaplanması gerekmektedir. Bu durumda, takip eden aylarda her ay sonu mizan tutarı itibariyle kıyaslama yapılarak, yasal sınırın aşıldığı aydan itibaren yapılan sadece yeni alımı yapılan personele ilişkin ödemelerin kamu zararı olup olamayacağı hususunun değerlendirilmesi gerekmektedir.
…
Bu itibarla; 20 sayılı İlamın 4 üncü maddesi ile …..-TL’ ye ilişkin olarak verilen tazmin hükmünün BOZULARAK, anılan hususlar göz önüne alınmak suretiyle yeniden hüküm tesisini teminen dosyanın ilgili Sayıştay Dairesine TEVDİİNE”
Şeklinde karar verilmiştir.
Sayıştay Temyiz Kurulu Kararında;
– Alımın yapıldığı ay dikkate alınarak personel gider oranının hesaplanması gerektiği,
– Yeni yapılacak her alımda alımın yapıldığı ayın personel gider oranına bakılacağı,
– Yeni personel alımı yapıldığı ay içerisinde öngörülmeyen bir artışın bulunması durumunda bu hususun dikkate alınarak karar verilmesi gerektiği,
Hususlarının ortaya çıktığı görülmektedir.
Sonuç olarak Sayıştay Temyiz Kurulu Kararında yer verilen açıklamalar neticesinde varılan yöntemin Kanunun ruhuna daha uygun olduğu kanaatindeyiz.
Yazımız ekinde her iki uygulamaya ilişkin hesaplama tabloları yer almaktadır.
Personel Gider Oranı Hesaplama Robotu için tıklayın…