İşçinin İcra Borçlarından Dolayı İşyerine Sürekli Evrak Gelmesi Fesih Sebebi
9.Hukuk Dairesi
2018/6238 E. , 2019/3907 K.
“İçtihat Metni”
MAHKEMESİ: … BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 25. HUKUK DAİRESİ
DAVA:
Davacı, feshin geçersizliğine, işe iadesine ve yasal sonuçlarına hükmedilmesine karar verilmesini istemiştir.
Yerel mahkemece, davanın reddine karar verilmiştir.
İlk Derece Mahkemesinin ret kararına karşı davacı avukatı istinaf başvurusunda bulunmuştur.
… Adliye Mahkemesi 25. Hukuk Dairesi;
1-)Davacının istinaf başvurusunun Esastan Kabulüne,
2-)… İş Mahkemesinin … Esas 2017/119 karar sayılı 27/02/2017 tarihli kararının Kaldırılmasına,
3-)Davacının davasının kabulüne, feshin geçersizliğine işe iadesine karar vermiştir.
… Adliye Mahkemesi 25. Hukuk Dairesi’nin kararı süresi içinde davalı avukatı tarafından temyiz edilmiş olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
YARGITAY KARARI
A)Davacı İsteminin Özeti:
Davacı vekili özetle; davacının 01/09/1993 tarihinde davalı yanında çalışmaya başladığını, hiçbir geçerli sebep olmaksızın 25/11/2016 tarihinde iş sözleşmesinin sona erdiğini, müvekkilinin SGK’na … sicil numarası ile kayıtlı olduğunu, müvekkilinin davalı işyerinde Kargo işçisi olarak çalışmakta olduğunu, ücreti ayda 6.137,00 TL net ve iş yerinde sağlanan diğer sosyal haklar olduğunu, davacının iş akdinin feshedildiği tarih itibariyle işyerinde 30 dan fazla işçi çalıştığını, fesih yazısında feshe gerekçe olarak davacının “hesabındaki hacizler ve iş arkadaşları ile aralarındaki borç ilişkileri” nin ileri sürüldüğünü, ancak gösterilen bu gerekçenin doğru olmadığını, bu konuya ilişkin savunmasının bile alınmadığını, fesih gerekçesinin 4857sayılı iş yasasının iş güvencesine ilişkin emredici hükümlerine Yargıtay’ın ilke kararlarına ve yerleşik hale gelen içtihatlarına açıkça aykırı olduğunu, davacının yazılı savunması alınmaksızın iş akdinin feshedildiğini, feshin makul süre içerisinde gerçekleştirilmediğini, müvekkilinin maaş haczinin tek başına bir geçerli fesih sebebi oluşturmadığını, iş akdinin haklı veya geçerli sebebe dayanmadan feshedildiğini beyan ederek işe iadesine kararı verilmesini talep etmiştir.
B) Davalı Cevabının Özeti:
Davalı vekili özetle; davanın haksız ve yasal dayanaktan yoksun olarak açıldığnı, davacının ortaklıklarında çalışmaya başladıktan itibaren icra müdürlüklerince gönderilen davacının maaşına haciz talep yazıları ile müvekkil firmalarının muhasebe ve hukuk departmanınnı gereğinden çok fazlaca meşgul ettiğini dair yazının tebliğden itibaren 6 ay içinde icra dosyalarının kapatılması için gerekli çabanın gösterilmesi ve yeni bir icra dosyasından da müvekkil şirkete haciz yazısının gelmemesi için gerekli hassasiyetin gösterilmesi gerektiğini içerir ihtar yazısının 19/02/2015 tarihinde davacıya imzası karşılığında tebliğ edildiğini, ancak davacının bu ihtar yazısına uygun davranmadığı gibi bu zamana kadar mevcut olan icra dosya sayısının zamanla arttırıldığını, davacının 29/09/2015 tarihli savunmasında ” en kısa süre de borçlarını kapatacağım” diyerek savunma verdiğini, davacıyı 02/11/2015 tarihinde borçlarını kapatması için 3 ay daha süre verildiğini, 3 aylık sürede haciz dosyalarını kapatmayan davacıya iale olarak 10 ay daha süre tanındığını ancak yine de davacının haciz dosyalarında herhangi bir değişiklik olmadığını, savunarak, davanın reddini talep etmiştir.
C) Yerel Mahkeme Kararının Özeti:
Mahkemece, davalı tarafça iş akdinin geçerli nedenle feshedildiği kabul edilerek davanın reddine karar verilmiştir.
Ç) İstinaf başvurusu :
İlk derece mahkemesinin kararına karşı, davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
D) İstinaf Sebepleri:
Davacı vekili istinaf başvurusunda; davacının fesih sebebine dair savunmasının alınmadığını, fesihten 1 ay sönce fesih gerekçesi ile ilgisiz bir konuda ” verimsizliğe ” ilişkin savunmasının istendiğini, feshin makul süre içinde gerçekleştirilmediğini, davacının maaş hesabındaki hacizlere ilişkin fesihten 1 yıldan daha uzun süre önce bildiriminde bulunduğu, ücret kesim cezası uygulandığı bildirimin üzerinden 1 yıldan uzun süre geçtikten sonra feshe başvurulduğu, fesih sebepleri olarak gösterilen maaş hacizlerinde borç ilişkilerinden, davalı işverenin işçileri ile olmadığı, davacının çalışma arkadaşları ile iş ilişkisi dışında borç ilişkisinin var olmasının işverinin iznine veya onayına bağlanabilicek bir durum olmadığı, borç ilişkisinin bir fesih sebebi oluşturmadığı, davacının çalışma arkadaşları ile sorununun bulunmadığını, davalının bu iddiasını ispatlayamadığını maaş haczinin tek başına geçerli fesih sebebi oluşturmadığı Yargıtay içtihatları gereğince aynı eylemden dolayı iki ayrı ceza verilemeyeceğini, haciz dolayısıyla ücret kesim cezası verildiğini, ikinci ceza olarak feshe başvurulamayacağını iddia ederek kararın kaldırılmasını talep etmiştir.
E) Bölge Adliye Mahkemesi Kararının Özeti:
Bölge Adliye Mahkemesince, 24/10/2016 tarihli fesih bildiriminde 5 adet haciz dosyasının 7 ye çıktığı 2 günlük ücret kesim cezası verildiği ve borçların kapatılması için süre verildiği 10 aylık süre zarfında borçlarını kapatmadığı, ve haciz sayısında bir değişiklik olmadığı, bu durumun iş yerinde olumsuzluklara ve işlerin aksamasına işgücü planlamasının olumsuz etkilenmesine neden olduğu iş arkadaşları ile borç alışverişinde bulunup onlarla sorun yaşadığı ve işyeri huzurunu bozduğu 4857 sayılı İş Kanununun 17, 18 ve 19. maddeleri gereğince iş akdinin fesholduğu bildirilmiştir.
Davacıya hacizler dolayısıyla 02/Kasım/2015 tarihinde 1931 sayılı yazı ile iki günlük ücret kesim cezası verildiği, aynı eylem nedeniyle 24/11/2016 tarihinde fesih işlemi yapıldığı Yargıtay içtihatları gereğince aynı olay nedeniyle iki ceza verilemeyecektir davalı, davacının dumunu işyerinde olumsuzluklara, işlerin aksamasına işyerinin işgücü planlamasını olumsuz etkilediği, davacının borç ilişkisi nedeniyle çalışma arkadaşı ile sorun yaşadığı ve işyeri huzurunu bozduğu belirtilmişse de bu iddiasını ispatlar yeterli kesin ve inandırıcı deliller sunamadığı ve davalının fesih sebebini ispatlayamadığı, gerekçesi ile istinaf başvurusunun kabulü ile davacının işe iadesine karar verilmiştir.
F) Temyiz başvurusu:
Bölge Adliye Mahkemesi’nin kararına karşı davalı vekili temyiz başvurusunda bulunmuştur.
G) Gerekçe:
Taraflar arasındaki ihtilaf, davalı tarafça yapılan feshin haklı veya geçerli nedene dayanıp dayanmadığıdır.
Somut uyuşmazlıkta davacı işçi hakkında değişik alacaklılar tarafından çok sayıda ve farklı zamanlarda icrai işlem başlatıldığı ve davacının maaşına haciz konulduğu, davacıya davalı işveren tarafından 30.01.2015 tarihli yazı ile davacının ücretinin kesilmesi hususunda icra müdürlüğünden gönderilen yazıların çok fazla olduğu ve bu durumun oldukça önemli işgücü ve zaman kaybına sebep olduğu belirtilerek yazının tebliğinden itibaren 6 ay içinde icra dosyalarının kapatılması için gerekli çabanın gösterilmesi ve başka icra dosyalarından müvekkil şirkete yazılar gelmemesi için ihtar gönderildiği ancak ihtar tarihinden sonra geçen zamanda ve davacıya davalı işveren tarafından verilen süre içerisinde davacı hakkında devam eden maaş hacizlerinin sonlanmadığı, 02.11.2015 tarihinde davacıya bu konuda üç aylık daha süre tanındığı, davacıya verilen sürelere rağmen mevcut durumda bir değişiklik olmadığı, davacının 18.10.2016 tarihli savunmasında da önceki savunmaları ile benzer ifadeler kullanarak özetle “borcunu ödemeye çalıştığı, çok üzgün ve utanç içinde olduğunu ancak borçlarını kapatamadığını” belirttiği, bunun üzerine davacının 23.11.2016 tarih ve 1971 sayılı icra komitesi kararı ile 25.11.2016 tarihinde geçerli iş akdine geçerli sebeple son verildiği anlaşılmıştır. Davacının aleyhine yapılan icra takiplerinin çokluğu işverenin muhasebe servisinin/görevlisinin buna ilişkin işlemler yapmak zorunda kalması, işvereninde sorumluluğunu doğurabilecek hallerin oluşması riski karşısında davacının bu davranışının işyerinde olumsuzluklara yol açacağı ortadadır. Bu açıklamalar karşısında feshin geçerli nedene dayandığı kabul edilmelidir.
Bu sebeple, Bölge Adliye Mahkemesinin, yerinde olmayan gerekçelere dayalı kararı bozularak İş Kanunu’nun 20/3 maddesi uyarınca Dairemizce aşağıdaki şekilde karar verilmiştir.
H) Hüküm:
Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-) Bölge Adliye Mahkemesi’nin temyiz edilen kararının BOZULARAK ORTADAN KALDIRILMASINA,
2-) Davalı tarafça yapılan feshin geçerli nedene dayandığı anlaşıldığından DAVANIN REDDİNE,
3-) Alınması gereken 44,40 TL karar-ilam harcından davacının yatırdığı 29,20 TL peşin mahsubu ile bakiye 15,20 TL karar-ilam harcının davacıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
4-) Davacının yaptığı yargılama giderinin üzerinde bırakılmasına, davalının yaptığı 250,00 TL yargılama giderinin davacıdan tahsili ile davalıya ödenmesine,
5-) Karar tarihinde yürürlükte bulunan tarifeye göre belirlenen 2.725,00 TL ücreti vekaletin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
6-) Peşin alınan temyiz harcının isteği halinde davalıya iadesine, dava dosyasının İlk Derece Mahkemesi’ne, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesi’ne gönderilmesine, kesin olarak 18.02.2019 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.