İşe iade davasını kazanan işçinin işe başlatılmaması durumunda yapılacak işlemler

İşe iade davasını kazanan işçinin işe başlatılmaması durumunda yapılacak işlemler
Yayınlama: 22.04.2022
A+
A-

İşe iade davasını kazanan işçinin işe başlatılmaması durumunda yapılacak işlemler, hesaplamalar ve ödemeler nelerdir? İşe iade talebiyle açılan davada kararın işçi lehine çıkması durumunda işçi, 4857 sayılı İş Kanunu’nun 21’inci maddesine istinaden, 10 işgünü içerisinde işverene başvurmalı ve işe başlamak istediğini beyan etmelidir. Müracaatın noter kanalıyla yapması şart olmasa bile sonrasında oluşabilecek bir ihtilafı önlemek adına faydalı olacaktır. İşçi 10 işgünü içinde müracaatını yapmazsa fesih işlemi geçerli bir fesih sayılır. İşveren, şartlar oluşmuşsa, kıdem ve ihbar tazminatından sorumlu olur, fakat diğer 4 aylık boşta geçen ücret ve işe başlatmama tazminatından sorumlu tutulamaz. Veya işveren işçiyi işe başlatmak için davet ettiği halde işçi işbaşı yapmazsa örnekteki Yargıtay kararında da belirtildiği üzere fesih geçerli fesih olur.

İşçinin süresi içinde işe iade yönünde başvurusunun ardından, işverenin daveti üzerine işe başlamamış olması halinde, işçinin gerçek amacının işe başlamak olmadığı kabul edilmelidir. Başka bir anlatımla, işçi işverene hiç başvurmamış gibi sonuca gidilmelidir. Bu durumda işverence yapılan fesih, 4857 Sayılı Kanun’un 21. maddesinin beşinci fıkrasına göre geçerli bir feshin sonuçlarını doğurur. Bunun sonucu olarak da, işe iade davasında karara bağlanan işe başlatmama tazminatı ile boşta geçen süreye ait ücret ve diğer hakların talebi mümkün olmaz. Ancak, geçerli sayılan feshe bağlı olarak işçiye ihbar ve koşulları oluşmuşsa kıdem tazminatı ödenmelidir. (Yargıtay 9.HD. 14.10.2008 gün 2007/29383 E, 2008/27243 K.).”

Kararın tam metni için tıklayın…

Kamu kurumlarında yapılan denetimler neticesinde Sayıştay tarafından işe iade kararları neticesinde ödenen 4 aylık boşta geçen ücret ve işe başlatmama tazminatı için ilgililere kamu zararı borcu çıkarılmakta iken 696 sayılı KHK’nin 126’ncı maddesi ile yapılan düzenleme neticesinde ödenen tutarlar için borç çıkartılmamaktadır EK MADDE 21- Kamu kurum ve kuruluşlarında istihdam edilen işçilere 22/5/2003 tarihli ve 4857 sayılı İş Kanununun 21 inci maddesi uyarınca yapılan ödemeler, rücu edilmez.”

Örnek uygulama ile konuyu anlatmak gerekirse;

….. Belediyesinde çalışan Ahmet Bey’in iş akdi 25.04.2018 tarihinde feshedilmiştir. Ahmet beyin o günkü yevmiyesi 200 TL olup yılda da 112 günlük ikramiye almaktadır. Ahmet Beyin 25.04.2018 tarihi itibarı ile 17 yıl 11 ay kıdemi bulunmaktadır. Ahmet Bey süresi içinde arabulucuya ve mahkemeye başvuru yaparak işe iade talebinde bulunmuştur. Yapılan yargılama sonrasında dava Yargıtay’a taşınmış ve bu aşamada sonuçlanmıştır. Kararda; Ahmet Beyin işe iadesine, 4 aylık boşta geçen ücretinin ödenmesine, (2017 yılında 21’inci maddedeki parasal miktar belirlenir hükmü gereğince) işe başlatılmaması halinde 6 aylık ücret tutarı olan 180 gün X 200 = 36.000 TL’nin kendisine ödenmesine hükmedilmiştir.

Mahkeme kararını 17.01.2022 tarihinde tebliğ alan Ahmet Bey veya temsilcisi 10 iş günü içinde (20.01.2022 tarihinde) noter kanalı ile müracaat yaparak işe başlamak istediğini, 4 aylık boşta geçen ücretinin ödenmesini, işe başlatılmaması halinde 4 aylık boşta geçen süre ücreti, işe başlatmama tazminatı, ihbar tazminatını ve kıdem tazminatı ile 4 aylık sürenin eklenmesi neticesinde oluşan kullanılmayan izin ücretinin tarafına ödenmesini talep etmiştir.

Bu bilgilere göre aşama aşama gidecek olursak;

1- İşveren öncelikle Ahmet beyi işe başlatıp-başlatmayacağına karar vermelidir. Ahmet Bey işe başlatılmayacaksa başlatılmaması kararını müteakiben bu kararın Ahmet Beye sözlü veya eylemli olarak bildirmesi gerekir. Eğer bildirim yapılmazsa 1 aylık süre sonu olan 20.02.2022 tarihinde iş sözleşmesi işverence feshedilmiş sayılacaktır.

İşe başlatmama kararı alan işveren öncelikle içinin 4 aylık boşta geçen ücretini hesaplamalıdır. Hesaplama, işçinin ilk fesih tarihindeki ücret eklentileri de dâhil olmak üzere yapılacaktır. Kısaca sanki işçinin sözleşmesi hiç feshedilmemiş gibi hesaplama yapılmalıdır.

Örnekten hareketle; Ahmet Beyin yevmiyesi 2018 yılında 200 TL olduğundan dolayı iş akdinin ilk feshedildiği tarih olan 25.04.2018 tarihini takip eden günden itibaren ay ay hesaplama yapılmalıdır. Kamu örneğinden verdiğimiz için ve kamuda maaşlar 15-14 dönemi olduğundan dolayı ve bir yılda da toplam 112 gün tutarında ikramiye ödendiğinden hareketle;

365 gün için 112 gün ikramiye hak ediliyorsa 120 gün (4 ay) için kaç günlük ikramiye hak edilir mantığı ile 120 X 112 / 365= 36,82 gün ikramiye ödenmesi gerektiği bulunacaktır. Bulunan bu gün tutarı aylık 9+9+9+9,82 olarak hesaplanmalıdır.

1- 26.04.2018 – 14.05.2018 tarihleri arası için 20 gün + 9 ikramiye = 29 gün X 200 = 5.800 TL brüt hesaplanacaktır. (Sigorta günü 20 olacaktır.)

2- 15.05.2018 – 14.06.2018 tarihleri arası için 30 + 9 = 39 gün X 200 = 7.800 TL

3- 15.06.2018 – 14.07.2018 tarihleri arası için 31 + 9 = 40 gün X 200 = 8.000 TL

4- 15.07.2018 – 14.08.2018 tarihleri arası için 31 + 9,82 = 40,82 gün X 200 = 8.164 TL

5- 15.08.2018 – 22.09.2018 tarihleri arası için 8 gün tarihleri arası için 200 = 1.600 TL olarak hesaplanacaktır.

Hesaplamada dört aylık süre 120 gün olarak baz alınmalıdır. Kamu kurumlarında yevmiye usulü ödeme yapıldığından 28 çeken aylarda 28 gün üzerinden ödeme yapılırken sigorta günü 30 gün olarak bildirilmekte olup, 31 çeken aylarda da 31 gün üzerinden ödeme yapılırken yine sigorta günü 30 gün olarak bildirilmektedir.  4 aylık süre için SGK ya yapılan bildirimlerde 120 gün bildirilmesi gereken sigorta günü 31 çeken aylar nedeni ile bazı durumlarda 118 gün bildirilebilmekte bu durumda SGK ile uyuşmazlığa sebebiyet verebilmektedir.

4 aylık ücretten SGK primleri, Gelir ve Damga vergisi kesilmelidir. Gelir Vergisinin tahakkuk esaslı olduğundan dolayı asgari geçim indirimi uygulanmayacak olup 2022 Ocak ayında yürürlüğe giren asgari ücret tutarının vergiden indirilmesi düzenlemesi gereğince ve bu 4 aylık ücret vergisel olarak tek dönem itibarı ile hesaplandığından 2022 yılı için geçerli ilk istisna tutarları yani gelir vergisi için 638,01 TL, damga vergisi için 37,97 TL uygulanacaktır.

Hesaplanan net tutara geçmişe dönük faiz ödenmesi;

Yargıtay 9. Hukuk Dairesinin 2016/8224 E. sayılı kararında “İşe iade başvurusunda boşta geçen süreye ait ücret ve diğer hakların ödenmesi talep edilmiş ise, başvuru ile birlikte işveren de temerrüde düşürülmüş sayılmalıdır. Sözü edilen ücret ve diğer hakların ödenmemesi durumunda başvuru tarihinden itibaren faiz hakkı doğar.” Denilmektedir. Bu sebeple davacı açısından başvuru tarihi olan 20.01.2022 tarihinden itibaren ödenme tarihine kadarki süre için faiz hakkı doğar. Fakat geçmişe dönük faiz hakkı doğmayacaktır. Kararın tam metni için tıklayın…

Ayrıca unutulmamalıdır ki faiz net rakama uygulanmalı, hesaplanan faiz tutarından gelir ve damga vergisi kesilmemelidir.

Faiz oranının yasal faiz mi yoksa en yüksek mevduat faizimi olacak sorusuna ise Yargıtay 9. Hukuk Dairesi 2016/8224 E. sayılı kararı ile cevap vermiştir. Söz konusu karar göre mahkeme kararıyla belirlenen alacağa 4857 sayılı Kanunun 34’üncü maddesine istinaden mevduata uygulanan en yüksek faiz uygulanmalıdır. “İşe iade davası ile tespit edilen en çok dört aya kadar boşta geçen süreye ait ücret ve diğer haklar için de 4857 Sayılı Kanun’un 34. maddesinde sözü edilen özel faiz türü uygulanmalıdır. Ancak işe başlatmama tazminatı niteliği itibarıyla tazminat olduğundan uygulanması gereken faiz, yasal faiz olmalıdır.” Kararın tam metni için tıklayın…

Not: Yargıtay’ın faiz uygulanması ile ilgili vermiş olduğu kararlardan hareket edecek olursak bunlar bulmaca gibi kararlardır. Müracaatında belirtmişse o tarih muaccel olur, yok belirtmemişse dava tarihi baz alınır. İşe başlatmama tazminatında işçinin müracaat tarihi esas alınır, belirtmemişse işverenin işe başlatmadığı tarih esas alınır gibi çeşitli ifadeler vardır.  Hâlbuki bir tarih belirlense, örneğin 4 aylık boşta geçen süre için dava tarihinden itibaren en yüksek mevduat faizi ödenir veya müracaat tarihinden itibaren yasal faiz ödenir şeklinde tek bir uygulama üzerinde birlik sağlansa hukuki uyuşmazlıklar daha da kolaylaşacak, yargının yükü azalacaktır, uygulayıcılarında kafa karışıklığı son bulacaktır.

Faiz ödemesi nedeni ile kamu zararına sebebiyet verildiği yönde sorguya muhatap olmamak için benim naçizane önerim mahkeme kararına istinaden ödenecek tutarların en kısa sürede hesaplayıp ödeme yapmak olacaktır.

Aylık Boşta Geçen Sürenin SGK Açısından yapılacak işlemler;

4 aylık süre hesaplandıktan sonra hesaplanan tutardan kesilen sigorta primleri kâğıt ortamında düzenlenecek aylık prim ve hizmet belgesi ile SGK il Müdürlüğüne bildirilmesi gerekmektedir. Bildirim süresi Sosyal Sigortalar İşlemleri Yönetmeliğinin 102’nci maddesinde belirtildiği üzere içinde bulunulan dönemin bildirim tarihi olan ayın 26 sına kadardır. Yukarıdaki örnekten hareketle 20.01.2021 tarihinde işe başlama başvurusu işverene ulaşan Ahmet Beyin 4 aylık primleri 26.02.2022 tarihine kadar SGK ya bildirilmelidir. Yalnız ısrarla söylemek isterim ki SGK ile ilgili işlemleri beklemeksizin en erken tarihte yapmakta fayda vardır. Süre var diye beklemeniz bazı ön görülemeyen sorunlara sebebiyet verebilir.

İlaveten;

Aylık prim ve hizmet belgesine ek olarak da 120. günün sonu itibariyle işten ayrılış bildirgesi vermeniz gerekmektedir. Bunun süreside aynı yönetmeliğin 25/7 maddesinde belirtilmektedir. SGK’ya yazdığınız üst yazıda da mahkeme kararını belirterek önce vermiş olduğunuz işten ayrılış bildirgesinin iptal edilmesini, ekte bulunan işten ayrılış bildirgesinin işleme alınmasını talep etmeniz gerekmekte olup yazı eklerine Aylık prim ve hizmet belgelerini (genelde 5 dönem olur), işten ayrılış bildirimini, mahkeme kararlarını, tebliğ tarihini gösterir evrakları eklemeniz gerekir.

Şunu da belirtmekte fayda var;

Örnekteki Ahmet Bey ilk fesih tarihinden itibaren emeklilik için müracaat ederek emekli olduğunu kabul edersek SGK tarafından 4 aylık emekli maaşı için kendisine borç çıkarılacak ve söz konusu borcun tahsili yapılacaktır. Veya Ahmet Bey ilk fesih tarihinden itibaren işsizlik ödeneğini 7 ay boyunca almış ve 7. ayın sonunda işe başlamış olsun. Bu durumda da yine aynı şekilde mükerrer ödemeye sebebiyet vermemek adına kendisine 4 aylık işsizlik sigortası borcu çıkarılacaktır.

İşe Başlatmama Tazminatı Hakkında

İşe başlatmama tazminatı 2018 yılı Ocak ayından önce ay üzerinden belirlenirken 7036 sayılı Kanunun 12’nci maddesi ile parasal yönden belirlenmesi hüküm altına alınmıştır. Bu sebeple 2018 tarihinden itibaren işe başlatmama tazminatı tutarına mahkemeler karar vermektedir. Mahkeme, kararında ücret eklentilerini dikkate almamakta sadece yevmiye ile gün hesabından hesaplama yapmaktadır. Yukarıdaki örneğimizden hareketle ilk fesih tarihindeki ücreti ile 6 aylık süre olan 180 günün çarpımı neticesinde işe başlatmama tazminatı miktarını bulmuştur. Bu ödemeden sigorta primi ve gelir vergisi kesilmez. Damga vergisi ise binde 7,59 oranında kesilecektir.

Faiz uygulanıp uygulanmayacağı ile ilgili Yargıtay 9. Hukuk Dairesinin 19.02.2020 tarih ve 2016/23851 E. 2020/2595 K. sayılı kararında; “…İşe başlatmama tazminatına uygulanan faiz başlangıç tarihi bakımından; İşçinin işe başlatılmadığı tarih, işe başlatmama tazminatının muaccel olduğu andır. Bahsi geçen tazminat yönünden faize hak kazanmak için kural olarak işverenin temerrüde düşürülmesi gerekir. Ancak işçinin işe iade başvurusunda işe alınmadığı taktirde işe başlatmama tazminatının ödenmesini talep etmesi durumunda işverenin ayrıca temerrüde düşürülmesi gerekmez ve bahsi geçen tazminat muaccel olduğu anda işverence ödenmelidir.

Davacı bu alacağını işe iade başvurusunda talep etmiş olmakla işe başlatılmama tazminatına temerrüt tarihi olan işe başlatılmadığı tarihten itibaren faiz yürütülmesi gerekirken dava/ıslah tarihinden faiz yürütülmesi,

Boşta geçen süre ücret alacağına uygulanan faiz başlangıç tarihi bakımından;

İşe iade başvurusunda boşta geçen süreye ait ücret ve diğer hakların ödenmesi talep edilmiş ise, başvuru ile birlikte işveren de temerrüde düşürülmüş sayılmalıdır. Sözü edilen ücret ve diğer hakların ödenmemesi durumunda başvuru tarihinden itibaren faiz hakkı doğar. İşe başlama isteğini içeren başvuruda, boşta geçen süreye ait ücret ve diğer hakların açıkça talep edilmemiş olması halinde ise, dava ve varsa ıslah tarihlerinden itibaren faiz yürütülmelidir.”

denilmektedir. Kararın tam metni için tıklayın…

Örnekten hareketle Ahmet Beyin işverene müracaatından itibaren işe başlatmama tazminatı ile ilgili bir faiz ödemesi yapılmayacaktır. Ancak işveren, Ahmet Beye işe başlatmayacağı yönündeki bildirim süresine kadar ödeme yapmazsa, işe başlatılmayacağının bildiriminden itibaren ödeme yapıldığı tarihe kadar geçen süre için faiz hakkı doğar. Faiz oranı ise yasal faizdir.

Her zaman söylediğim gibi herhangi bir olumsuzlukla karşılaşmamak, icra riskine girmemek ve kamu zararına sebebiyet verme yönünde eleştirilere muhatap olmamak için bir an evvel hesaplamayı ve ödemeyi yapmak gerekmektedir.  

Kullanılmayan izin Ücreti Yönünden;

Örnekten hareketle Ahmet Beyin kıdem süresi 17 yıl 11 aydır. Mahkeme kararına göre 4 aylık sürede çalışılmış gibi değerlendirildiğinden kıdem süresi toplam 18 yıl 3 ay olmuştur. Yıl aştığından dolayı Ahmet Bey için yeni bir izin hakkı doğmuştur. Varsa Toplu İş Sözleşmesindeki yıllık izin günü kadar, Toplu Sözleşmede hüküm yoksa İş Kanunun 53. maddesine istinaden kanunda belirtilen izin günü kadar Ahmet Beye izin hakkı doğacaktır.

Kanuna göre 26 gün izin süresi hakkını elde eden Ahmet beye 2022 yılındaki emsal işçinin çıplak yevmiyesi bulunarak ödeme yapılmalıdır. 2018 yılındaki yevmiyesi 200 TL iken emsal işçiden hareketle yevmiyesi 300 TL olduğu tespit edilen Ahmet Beye, 300 X 26= 7800 TL kullanılmayan izin ücreti ödenecektir.

Bu izin ücretinden gelir vergisi, damga vergisi ve son ay sigorta bildirimiyle birleştirilerek sigorta primi kesintisi yapılmalıdır.

Kıdem Tazminatı Yönünden;

İşe iade davasını kazanan ve 10 işgünü içinde işe başlamak için işverenine müracaat eden işçinin sözleşmesi açısından; işverenin işçiye işe başlatılmayacağını tebliğ ettiği tarihte veya tebliğ yapılmazsa işe başlama talep tarihini takip eden bir ayın sonunda fesih gerçekleşmiş olacaktır. Dolayısıyla fesih tarihi bu tarih kabul edildiğinden kıdem tazminatı hesaplaması da emsal ücret üzerinden fesih tarihi dikkate alınarak hesaplanacaktır. Hesaplamada 4 aylık sürenin eklenmesi unutulmamalıdır.

Örnek olayda Ahmet Beyin kıdem süresi 17 yıl 11 ayken 4 aylık sürede eklenerek 18 yıl 3 aya çıkartılmıştır. Ahmet Beyin 2018 yılındaki yevmiyesi 200 TL iken 2022 tarihindeki yevmiyesi 300 TL yükselmiştir. Ahmet Beye yılda 112 gün ikramiyede ödenmektedir. O zaman kıdem tazminatına esas 1 aylık kazancı;

300 TL X 30 gün= 9.000 TL olup,

300 TL X 112= 33.600 / 12 ay= 2.800 TL olmak üzere;

Toplam 9.000 + 2.800 = 11.800 TL olacaktır. Ancak 2022 yılı 1. dönem kıdem tazminatı tavanı 10.848,59 TL olduğundan bu rakam üzerinden ödeme yapılmalıdır.

18 yıl için: 10.848,59 X 18 yıl= 195.274,60 TL

3 ay için: 10.848,59/12 X 3 ay= 2.712,15 TL olmak üzere Ahmet Beye toplamda 197.986,80 TL kıdem tazminatı ödemesi yapılacaktır.

Şu notu da belirtmekte fayda var. Örneğin işçi personel Aralık ayının 19 unda işverene müracaat etmiş olsun. İşverende işe başlatmama kararı almış ve takip eden yıla sarkan Ocak ayı içinde işe başlatmayacağını tebliğ etmiş veya hiç tebliğ yapmamış olsun. Bu durumda da ocak ayı içinde emsal işçiye yapılan zam üzerinden işçiye ödeme yapılacaktır. Yok eğer işçinin 19 Aralıktaki müracaatına yıl bitmeden, örneğin 30 Aralıkta başlatmama yönünde cevap verilirse o halde Aralık ayındaki emsal ücret ve kıdem tazminatı tavanı dikkate alınarak hesaplama yapılacaktır.

Yukarıda hesapladığımız tutarın Ahmet Beye işe başlatılmayacağı yönündeki tebliğ tarihinden itibaren ödenmemesi durumunda, Yargıtay 9. Hukuk Dairesinin 2016/8224 E. , 2019/19618 K. sayılı kararında da belirtildiği üzere, ödeme tarihine kadarki süre için en yüksek mevduat faizi üzerinden hesaplama yapılarak ödeme gerçekleştirilecektir.

“…….işe başlatmama tarihinin fesih tarihi kabul edilerek kıdem ve ihbar tazminatı hesabının yapılması keza bu tarihteki mevduata fiilen uygulanan en yüksek faiz oranı bankalardan araştırılıp, belirlenerek kıdem tazminatı yönünden işlemiş faizin takip tarihine kadar hesaplanarak hüküm altına alınması gerekir.” Kararın tam metni için tıklayın…

Not: Kıdem tazminatından sadece damga vergisi kesilir. Gelir ve SGK primi kesilmez.

İhbar Tazminatı Yönünden;

İhbar tazminatının kıdem tazminatından farkı tavan sınırlamasının olmaması ve gelir vergisine tabi olmasıdır. Diğer tüm unsurları aynıdır. İşçiye yapılan yevmiye dışındaki ücret eklentileri de hesaplamaya dâhil edilir. Ayrıca Nispi emredici norm olması nedeniyle yasada belirtilen ihbar süreleri toplu sözleşme ile artırılabilmektedir.

Yukarıdaki örneğimizden hareketle ihbar süresinin 18 hafta olduğunu kabul edelim.

O zaman ihbar süresinin karşılığı;

18 hafta X 7 gün = 126 gün

126 gün X 300 TL = 37.800 TL’dir.

İkramiye içinde oransal hesaplama yapılacaktır. 365 güne 112 gün ise 126 güne kaç gün ikramiye ödenir hesabıyla;

126 X 112 /365 = 38,66 gün

38,66 X 300 TL= 11.599 TL’de ikramiyeden hak edildiği için Ahmet Beye toplam;

37.800 + 11.599= 49.399,00 TL ihbar tazminatı ödemesi yapılacaktır.

Bu tutardan gelir vergisi ile damga vergisi kesilirken SGK primi kesilmez. Gelir vergisi kesilirken 4 aylık boşta geçen ücret ödemesi ile kullanılmayan izin ücreti ödemesi ve ihbar tazminatı toplanarak matrah oluşturulacaktır.

İlk fesih tarihinde işçiye kıdem ve ihbar tazminatı ödenmişse Yargıtay 9. Hukuk Dairesi 2016/20122 E. , 2020/6787 K. numaralı kararında belirtildiği üzere daha önce ödenen tutarlar avans olarak kabul edilmemeli ve önceki ödenen tutarlar faiz uygulanmak suretiyle bugüne taşınmamalıdır. Mahsup işlemi sadece aradaki fark ödenmek suretiyle gerçekleştirilecektir.

2-Davacının işe iade talepli davasının sonuçlanmasından sonra işe başlatılmaması halinde yapılacak hesaplamada ilk fesih tarihinde ödenen kıdem ve ihbar tazminatı tutarlarının faizli mi faizsiz mi mahsup edileceği hususu uyuşmazlık konusudur.
İşçinin işe başlatılmaması fesih niteliğinde olmakla, işverence gerçekleşen bu feshe bağlı olarak ihbar tazminatı ile süre yönünden şartları mevcutsa kıdem tazminatı ve yıllık izin ücreti ödenmelidir. Hesaplamalar işe başlatmama yoluyla gerçekleşen fesih tarihindeki ücret ve kıdem tazminatı tavanı gözetilerek yapılmalıdır. İşçiye geçersiz sayılan fesih sırasında kıdem ve ihbar tazminatı ile izin ücreti ödenmişse, dört aylık boşta geçen süre ilavesiyle son ücrete göre yeniden hesaplama yapılmalı ve daha önce ödenenler mahsup edilerek sonuca gidilmelidir.
Dairemizin yerleşik uygulamasına göre; işe iade kararı sonrası ödenecek kıdem ve ihbar tazminatı farkı alacaklarından, ilk fesih esnasında ödenen tutarlar avans niteliğinde olmadığından, sadece ödenen miktarın mahsup işlemine tabi tutulması gerekli olup, bu ödemelerin faiziyle birlikte mahsubu hatalı kabul edilmektedir
Kararın tam metni için tıklayın…

(Daha önce yazmış olduğumuz bir yazıda işçinin işe başlatılması halinde ne yapılması gerektiğini anlatmış ve orada mahsup işlemi gerçekleştirirken daha önce ödenen tutarların avans olarak kullandırılmış kabul edileceğini ve yasal faiz uygulanarak ödeme yapılan güne taşınıp elde edilen tutarın mahsup işlemine tabi tutulacağını belirtmiştik. Fakat bir hukukçu okurumuzun tarafımıza ulaşarak yukarıdaki Yargıtay Kararını bize göndermesi sonrası yazı üzerinde gerekli düzeltme işlemi yapılmış ve ilgili kararda sitemizin Yargı Kararları bölümüne eklenmiştir. Yukarıda bahsi geçen okurumuza bizlere yapmış olduğu katkıdan dolayı teşekkür ederiz…)

Bu konu ile ilgili bazı yargı kararlarından örneğin Yargıtay 22. Hukuk Dairesi 2017/16451 E. sayılı kararında;

İşçinin iş sözleşmesi feshedilmediği halde çeşitli sebeplerle kıdem tazminatı adı altında yapılan ödemeler avans niteliğinde sayılmalıdır. İşçinin iş sözleşmesinin feshinde kıdem tazminatına hak kazanılması durumunda, işyeri ya da işyerlerinde geçen tüm hizmet sürelerine göre kıdem tazminatı hesaplanmalı, daha önce avans olarak ödenen miktar kanuni faiziyle birlikte mahsup edilmelidir.” Kararın tam metni için tıklayın…

denilmekte olup, işe başlatmama tarihi fesih tarihi olarak kabul edilmelidir şeklindeki Yargıtay kararları birlikte ele alınıp kararların tamamı değerlendirildiğinde, ilk fesihte ödenen kıdem ve ihbar tazminatının avans olarak değerlendirilmesi ve yasal faiziyle birlikte mahsup edilmesi gerektiği anlamı ortaya çıkabilmektedir.

Ancak benim naçizane önerim sevgili okurumuzun paylaştığı Yargıtay Kararında açıkça belirttiği üzere faiz uygulamadan mahsup edilmesidir.

Mevlana’nın “Ay vurmuyorsa yüzüne, güneş vurmuyorsa pencerene kabahati ne Ay’da ne Güneş’te ara. Gözlerindeki perdeyi arala.”

Sözü ile esenlikler dilerim.

Selim SALTAN


Makale Arşivimiz İçin Tıklayın…

Bir Yorum Yazın

Ziyaretçi Yorumları - 1 Yorum
  1. Taşeron dedi ki:

    Merhaba hocam işe iade davasını kazanın işçinin işe başlatılmasında işveren mahkeme kararının kesinleşmesini beklemek zorunda mıdır?